Özkaya Tıp Merkezi
Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors
MENÜ

20’lik dişler daha hızlı çürüyor

20’lik dişler ağızda en çok sorun çıkaran dişlerin başında geliyor. Ağrı, çürük, enfeksiyon ve damağa gömülü kalma gibi birçok probleme neden olabiliyor. Sanılanın aksine 20’lik dişlerin çekimi ve cerrahi tedavileri kolay ve konforlu bir şekilde yapılabiliyor.

20’lik dişler ağızda en arkada bulunan ve en son çıkan 3. büyük azı dişlerdir. Zaman içinde kullanılmamaya bağlı olarak fonksiyonlarını büyük oranda kaybetmişlerdir. Olması gerektiği yerde çıkan, çürük olmayan ve fonksiyon gören 20’lik dişlerin çekilmesine gerek yoktur. Dişin geliş şekli kişiden kişiye farklılık gösterebilmektedir. Eğer çeneyi açma ve kapama sırasında bir ağrı ve zorlanma oluşuyorsa ve çenenin arka tarafında bir basınç hissediliyorsa mutlaka bir diş hekimine danışılmalıdır. 20’lik dişler bazen hiç olmayabilirken bazen 1-2 tanesinin olması da mümkündür. Bazı 20’lik dişler yandaki dişleri iterek farklı açılarda çıkabilmektedir. Çene kemiğine gömülü kalıp çıkamadığı durumlar da bulunmaktadır. Bu dişler fonksiyonlarını da yerine getiremedikleri için çekilebilirler. 20’lik dişlerin çekilmesine yol açan problemler;

  • Çürükler,
  • Diş eti enfeksiyonları,
  • Gömük dişler ve kistler,
  • 20’lik dişlerin diğer dişleri sıkıştırması ve çarpıklığa yol açması,
  • 20‘lik dişin çıkarken yarattığı basınç ağrılarıdır.  

Çabuk çürürken yanındaki dişi de çürütüyor

20’lik dişlerin çekilmesini gerektiren problemlerin başında çürükler gelmektedir. En arkada bulunan 20’lik dişlerde besin artıkları çok kolay birikebilir. Yeterince düzgün ve düzenli fırçalanamadığında- ki arka bölgeye ulaşmakta güçlük çekilebileceğinden – çürükler daha çabuk oluşabilmektedir. 20‘lik diş çürürken o bölgeye çok rahat ulaşılıp fırçalanamadığından yanındaki dişi de çok kolay çürütebilir. Bütün bu durumların yaşanmaması için 20 yaş dişlerinden kolay vazgeçilmektedir. Pek sorun çıkarmamış ama karşılığında diş bulunmayan 20’lik dişlerin de çekimine karar verilebilir. Bu dişler çiğneme fonksiyonunu gerçekleştiremediği gibi karşılarında durdurucu bir diş bulunmadığından boş bulduğu tarafa doğru uzamaya devam edebilir. Ağzın alt-üst çene ilişkisi bozulabilmektedir. Bu durum sadece 20’lik dişlerde değil bütün dişlerde geçerlidir. Karşısında durducu bir diş bulunmayan dişler boş bulduğu yere doğru hareketlenebilir.

Diş diziliminde bozukluğa yol açabiliyor

20 yaş dişleri bazı durumlarda olması gerektiği yerde konumlanmayabilirler. Ağızda dişlerin konumlandığı bölge at nalı gibi düşünülürse bu bölgenin içinde ya da dışında çıkabilirler. Bu durumlarda hastalar çiğneme fonksiyonu yaparken sık sık yanaklarını ısırırlar ve bu da prekanseröz lezyonlara neden olabilir. Ağız genellikle 28 dişin sığabileceği kadar büyüktür ve geriye kalan 4 adet 20’lik diş çıkarken diş dizilimini olumsuz etkileyip çarpıklığa da yol açabilmektedir. 

Diş kemiğe gömülü kalabiliyor

20‘lik dişin kemiğin içine gömülü olduğu durumlar kemik retansiyonlu olarak tanımlanmaktadır. Açısal olarak eğik gelen diş kemiğe gömülü kalabilmektedir. Bazı durumlarda düz bir şekilde gelse de kemiği bir türlü aşıp süremeyebilir ya da sürmekte çok zorlanabilir. Diş çıkarken kemiğe gömük ya da yarı gömük kaldığında çevresindeki dokuda kist oluşturabilmektedir. Bu durumda oluşan kist ve diş alınmalıdır. Dişin çene kemiği tarafından tutulmayıp sadece mukozadan sıyrılamaması durumu ise mukoza retansiyonlu olarak tanımlanmaktadır. Diş üzerindeki diş etini kolaylıkla aşıp açığa çıkamaz. Bu durumlar çekim aşamasında cerrahi müdahale gerektirebilmektedir.

Cerrahi işlemler kolay ve konforlu bir şekilde yapılıyor

20 yaş dişlerinin zor çekildiğine dair bir algı bulunmaktadır. Normal bir şekilde çıkmışsa çekilmesi kolay gerçekleşir. Cerrahi işlemlerin gerekmediği yirmi yaş dişleri normal bir diş gibi çekilir, iyileşme hızı ve yaşanan süreçler aynı olmaktadır. Cerrahi işlemlerin gerek olduğu durumlarda diş bulunduğu durumdan rahatça kurtarılmaktadır. Yapılan hangi işlem olursa olsun dişin iyileşme hızı kişiden kişiye, iyi bakım alışkanlıklarına göre değişebilmektedir. 

Dondurma Ve Soğuk İçecekler Diş Hassasiyetini Tetikler

Yaz aylarının vazgeçilmezleri olan soğuk içecekler ve dondurma dişlerinizi sızlatıyorsa, kamaşma şikayeti ile bir eriği dahi ısıramıyorsanız bu durum diş hassasiyeti sorunu ile karşı karşıya olduğunuz anlamına gelebilir.

Diş hassasiyetinin nedeni araştırılmalı

Diş hassasiyeti, halk arasında “kamaşma” olarak bilinen; sıcak, soğuk, ekşi, şekerli yiyecek ve içeceklerin dişlerde sızlama meydana getirmesi durumudur. Günümüzde oldukça sık karşılaşılan bu rahatsızlık, özellikle diş eti çekilmesi sonrası açığa çıkan kök yüzeyiyle ilişkilidir.

Diş gıcırdatma sonrası birbirine sürtünen dişlerin mine tabakasındaki aşınma, hassasiyetin bir diğer sebebidir. Bunun gereğinden fazla bastırarak dişleri fırçalamak, diş hassasiyetinin en önemli sebeplerinden biridir. Asitli yiyecek ve içeceklerin sıklıkla tüketilmesi de diş hassasiyetine neden olabilir. Dişin ağız içinde görünür kısmı “mine” denilen koruyucu bir diş tabakasıyla çevrilidir. Hemen altında bulunan “dentin”, mikroskobik olarak görünebilen kanalcıklardan oluşmaktadır. Diş dış yüzeyinden başlayarak dişin ortasındaki sinire kadar uzanan bu kanallar sıvı ile doludur. Diş minesi zayıflamış olan dişlerde sıcak, soğuk, ekşi, tatlı yiyecek ve içeceklerden sonra hareket eden bu sıvı, diş sinirinde hissedilir ve sızlamaya neden olur.

Ayrıca dişin kök yüzeyi koruyucu olan mine tabakasına göre oldukça yumuşak olan sement tabakasıyla çevrilidir. Diş dışında diş plakları, kırık ve çürük dişler, piyasada satılan diş beyazlatma ürünleri de diş hassasiyetine neden olabilir.

Diş hassasiyetine karşı dikkat edilmesi gerekenler:

  • Öncelikle ağız ve diş bakımına özen gösterilmelidir.
  • Dişin sert tabakasına zarar vermemek için yumuşak kıllı fırça kullanabilir.
  • Çok kuvvet uygulayarak diş fırçalayan kişiler, daha az kullandıkları elleriyle diş fırçalayabilirler (Örneğin sağ elini kullanan kişi fırçalarken sol elini kullanabilir)
  • Hassasiyet giderici macunlar, florlu diş bakım ürünleri düzenli kullanıldığında hassasiyete iyi gelebilir.
  • Fazla asit içeren yiyecek ve içeceklerden uzak durulmalıdır. Özellikle yaz aylarında dondurma ve soğuk içeceklerin tüketiminde dikkatli olunmalıdır.

Diş doktorunuza gitmek için geç kalmayın

Diş hassasiyeti durumunda öncelikle hasta öyküsü alınır ve ayrıntılı bir muayene yapılır. Diş hekimi tedavi için;

  • Dişlerin eksilen mine tabakalarının yerine dolgu malzemesiyle onarım yapabilir.
  • Diş etlerine müdahaleler yapabilir.
  • Açığa çıkmış kök yüzeyinde flor uygulaması yaparak iyileşme sağlayabilir.
  • Hastanın diş gıcırdatmasına neden olana faktörleri ortadan kaldırabilir.

Ağız ve Diş Sağlığı Önemi

Ağız ve diş sağlığı, sadece estetik amaçla dikkat edilmesi gereken bir husus değildir. Tetikleyebileceği kronik rahatsızlıklar nedeniyle de mutlaka dikkat edilmesi ve de üzerinde zaman geçirmeden durulması gereken bir konudur. Aksi takdirde diş ve diş eti sorunlarında yaşanabilecek birtakım problemlere yol açması söz konusu olacaktır. Bu problemlerin arasında ise:

  • Kalp ve dolaşım problemleri,
  • Hamile kadınlar için düşük riski,
  • Kronik solunum rahatsızlıkları,
  • Sindirim sisteminde bazı sorunların oluşması gibi durumlar yer almaktadır.

Bölümümüz olarak dünyada ve de ülkemizde en önemli sağlık sorunlarından biri olan diş ve diş eti hastalıklarına gerekli ehemmiyeti ve de özeni gösteren uygulamaları yapmaktayız.

Sindirim kanalının girişi olan ağız, olası olumsuzluklarda diş sağlığının bozulmasına neden olabileceği gibi akabinde sindirim rahatsızlıklarına da neden olabilmektedir. Dişlerin eksik olması bazı seslerin çıkarılmasını zorlaştırır ve yemek esnasında da problemler yaşamasına neden olmaktadır.

Hamilelik öncesi planlamada diş hekimi kontrolü de mutlaka önemsenmesi ve de ihmal edilmemesi gereken bir konudur. Öncesinde tedavi edilmemiş diş ve diş eti hastalıkları erken doğum ve düşük gibi problemlere yol açabilmektedir. Hamilelik döneminde de kusmalar neticesinde ağız içerisinde oluşan asidik ortam nedeniyle düzgün temizlenmediği takdirde diş çürükleri oluşabilmektedir.

Hormon seviyelerinin artışı da diş eti iltihaplanmalarına neden olabilmektedir. Bu nedenle hamilelik döneminde 3 aylık periyotlar dahilinde diş hekimine gidilip muayene olunması diş hekimlerimiz tarafından tavsiye edilmektedir.

Ağız ve diş sağlığı konusunda en önemli iki problem de diş çürükleri ile diş iltihaplanmaları olarak gösterilmektedir.

Diş çürüğü ve diş eti iltihaplanması vücuttaki diğer organları da etkileyebilmekte ve kalp, böbrek gibi organlarda bazı sağlık sorunlarına yok açabilecek enfeksiyonlara da kaynak olabilmektedir. Bu nedenle olası bir kırık, çürük ya da ağrı gibi bir durumda mutlaka diş hekimine başvurulması bölümümüz tarafından tavsiye edilmektedir.

Erken tanı, ağız ve diş sağlığı korunması açısından son derece önemlidir. Yılda en az iki defa muayene olunması olası hastalıkların da önüne geçilmesini sağlayacaktır. Aynı zamanda genel olarak her bireyin aşırı asitli ve de şekerli yiyecek ve içeceklerden mümkün olduğunca kaçınması tavsiye edilmektedir.

Fındık ve ceviz gibi kabuklu çerezlerin dişler ile kırılmaması gerekmektedir. Aksi takdirde diş minelerinin çatlamasına ve de ardından diş minelerinin yeterli korumayı sağlayamadığı için de bakterilerin oluşumuna zemin hazırlanmaktadır. Diş minesinin koruyucu etkisinin ortadan kalkması da çürüklere ve de enfeksiyonlara neden olmaktadır.

Özkaya Tıp Merkezi olarak dişlerde var olan gelişim bozuklukları konusunda uzmanlaşmış diş hekimlerince gerekli tedaviler de yapılmaktadır.

Ağız ve diş sağlığı varlığından ağız ve dişlerde hem yapısal hem de işlevsel herhangi bir bozukluğun olmaması durumunda ancak bahsedilebilecektir. Bu nedenle ağız ve diş sağlığı bölümümüz herhangi bir problem yaşanmasa dahi düzenli olarak diş hekimi muayenesinden geçilmesini önermektedir.

Çünkü kötü beslenme, alkol ve tütün malzemesi gibi kötü alışkanlıklar çeşitli diş ve diş eti hastalıklarının yaşanmasına neden olabilmekte ve de sağlığımızı ve bunun yanında psikolojimiz de etkilemektedir. Hem ağız ve diş sağlığı hem de genel sağlığımızı korumak adına düzenli kontrollerin yapılması uzman diş hekimlerimiz tarafından tavsiye edilmektedir.

Özkaya Tıp Merkezi’nde ağız ve diş sağlığı konusunda olası tanıların kullanılmakta olan tetkiklerimiz arasında ağız içi ve ağız dışı röntgenler ile çene kemikleri görüntülemesi bulunmaktadır.

Diş filmi çekilerek ağız ve diş sağlığı sorunlarının saptanması sağlanmaktadır. İki tipi periapikal olan iki ya da üç dişi gösteren filmler ve panoramik filmler hem alt hem üst tüm dişleri ve çene kemiklerinin tamamını gösteren filmler ile diş hekimlerimiz ayrıntılı değerlendirmeleri yapmaktadırlar.

Ağız, diş ve çene hastalıklarının tespit edilmesi ve ilgili tanının konması için uygulanan bu teşhis yöntemleri, hastanın belirtmiş olduğu şikayetlere göre hastanemizde yer alan ağız ve diş sağlığı bölümümüz tarafından talep edilmektedir.

Gerekli tetkikler yapıldıktan sonra sorunun ne olduğu ve nasıl bir tedavi uygulamasına gerek duyulduğu hastaya detaylı bir şekilde açıklanmaktadır.

E-Hizmetler

7/24 Kolay & Hızlı Randevu

Özkaya Tıp Merkezi Özkaya Tıp Merkezi
0(312) 417 8585