Bazen kalbin sol ve sağ kulakçıkları (üst odacıklar) arasında doğumda bir delik oluşur. Bu boşluk, doğumdan önce herkeste olur ancak çoğu kez doğduktan kısa bir süre sonra kapanır. Doğumdan sonra doğal olarak kapanamayan delik patent foramen ovale (PFO) olarak adlandırılır. PFO’dan(bu delikten), damarlardaki küçük kan pıhtıları kalbe, oradan beyne gidebilir ve kan akışını engelleyerek iskemik felce neden olabilir. PFO ameliyat gerektirmeden girişimsel işlemle tedavi edilerek hastalara büyük konfor sağlar.
Anne karnında iken bebeğin gelişimi sürecinde kalbin sağ ve sol kulakçıkları (atrium) arasında kapak benzeri bir yapı olan foramen ovale açıklığı vardır. Süt çocukluğu döneminde bu kapak kendiliğinden kapanır, fakat kapanmaz ise patent foramen ovale (PFO) olarak adlandırılır.
PFO’nun neden olduğu tam olarak bilinmemektedir. Kalbin sağ ve sol üst odacıkları (atrium) arasında kapak gibi bir doku içeren açıklığın, süt çocukluğu döneminde kendiliğinden kapanması beklenir. Ancak bu açıklık nedeni bilinmeyen bir şekilde kapanmayabilir.
Çoğu insanda patent foramen ovale belirtileri görülmez. Nadiren de olsa PFO migren, ayağa kalkarken ve ayakta dururken nefes darlığı ortaya çıkarabilir. PFO belirli felç türleri için daha yüksek risk olarak kendini gösterir.
Sağlıklı yetişkin insanların yaklaşık %20’sinde PFO bulunur ve PFO’lu genç yetişkinlerde (60 yaş altı) inme riski PFO’su olmayanlara kıyasla %40-50 daha yüksektir. Ayrıca bu hastalarda PFO sıklığı sağlıklı bireylerden daha yüksek oranda bildirilmiştir.
60 yaş altında inmenin nedeni bulunamıyorsa (kriptojenik) PFO açısından ciddi araştırma yapılması gerekir. Ayrıca nedeni bilinmeyen inme geçiren hastalarda bacaklardaki damarlarda pıhtı oluşumu (derin ven trombozu-DVT) sıklığı da daha yüksektir.
PFO ile nedeni bilinmeyen inme arasındaki ilişki genç yetişkinlerde, yaşlılara kıyasla daha belirgindir. PFO’su olan ve bir kez nedeni bilinmeyen inme geçiren bir insanın gelecek her bir yıl için tekrar inme geçirme riski %2.5 oranında bildirilmiştir.
Farklı nedenler olarak, PFO bulunan dalgıçlarda vurgun olma riski olmayanlara göre 5 kat fazladır. Bunların dışında PFO’nun migren ile olan ilişkisi halen tam olarak çözülememesine karşın aura ile seyreden migren vakalarda PFO’nun rolü olduğunu düşündüren veriler bulunmaktadır. Auralı migren olgularında da PFO sıklığının sağlıklı bireylere göre iki katına kadar arttığı, PFO kapatılmasının migrene bağlı baş ağrılarını azalttığı bilinmektedir.
İnme geçiren genç-yetişkin (60 yaş altı) hastalar nöroloji uzmanı tarafından inmenin nedenine yönelik yoğun bir araştırmaya tabi tutulur. Nedeni bulunamayan vakaları, nöroloji ve kardiyoloji uzmanı hekimler birlikte değerlendirir.
Normal ekokardiyografik inceleme erişkin hastalarda çok net görüntüleme imkanı sağlamadığı için bu hastalarda yemek borusundan ekokardiyografik inceleme (transözefagal ekokardiyografi) yapılması gerekir. Bu işlem sırasında kol toplardamarlarından serum verilerek geçiş izlenebilir. Nöroloji tarafından yapılan transkranial doppler tarama, PFO varlığını indirekt yolla gösteren bir yöntemdir. Koldaki toplardamardan verilen serumun beyin atardamarında oluşturduğu ultrasonik sinyallerin ölçülmesi ile gerçekleştirilir. Daha konforlu bir yöntem olmasına karşın test pozitif olduğunda ekokardiyografi ile tanı kesinleştirilmelidir.
Tüm bu testlerin pozitif ya da şüpheli olması durumunda, hastaların bacaklarında aktif ya da daha önceden pıhtılar (derin ven trombozu) oluştuğuna dair kanıtlar varsa, hastanın tekrar inme geçirme riski ve olası işlemin öngörülebilir riskleri hasta ile paylaşıldıktan sonra PFO kapatma işlemine karar verilir.
İnme için herhangi bir risk faktörü veya herhangi bir gezici kan pıhtısı geçmişi yoksa tedaviye ihtiyaç olmayabilir. Ancak gezici kan pıhtılarından felç gibi sorunlar yaşandıysa PFO tedavisine başvurmak gerekir.
PFO’nun ameliyatsız kapatılması işleminde kasık toplardamarından (femoral ven) iğne ile girilir ve buradan kalbe kadar uzanan ve PFO’dan geçen bir tel gönderilir. PFO’ya uygun büyüklükte seçilen kapama cihazı kasıktan ilerletilerek delikten geçirilir. Cihaz, deliği iki taraftan üzerine oturarak kapatır. Cihaz bırakılmadan önce PFO’nun uygun şekilde kapandığı ve takılan cihazın kalbin diğer bölümlerine zarar vermediği kontrol edilir ve işlem sonlandırılır. İşlem sonrası 3-6 ay içinde kalbin içini kaplayan hücre tabakası (endokardiyum) kapama cihazının üzerini kaplar ve cihaz artık vücudun bir parçası haline gelir.