Kadınlarda hormonal hastalıklar, çeşitli tümörler, polikistik over sendromu, bazı ilaçlar ya da gebelik nedeniyle gelişebilen aşırı kıllanma sorunu hirsutizm olarak tanımlanıyor. Hirsutizm varlığından söz etmek için erkek tipi kaba ve kalın kıllanma olması kriter sayılıyor. Kıllanma sorunu kişiden kişiye göre farklılık gösterebildiğinden, hirsutizm tanısını mutlaka uzman hekimlerin koyması gerekiyor.
Hirsutizm kadınlarda erkek cinsiyete özgü bölgelerde kaba kalın kıllanma artışıdır. Normalde sakal, bıyık, göğüs, sırt, göbek altı, göbek üstü, kuyruk sokumu gibi bölgelerde erkek cinsiyete özgü kıllanma fizyolojik (cinse özel doğal) iken, kadınlarda bu bölgelerde ince tüylenmeler olabilir ancak, bu kaba- kalın kıllanma olağan değildir. Bazı genetik faktörlere bağlı kadınlarda kıl/tüy yoğunluğu farklılık gösterebilir ve bu normal bir varyant olabilir.
Hirsutizm hastalığının belirtileri; kişinin alışılmış olağan vücut tüylerinin dışında erkeksi bölgelerde kalın kaba kılların fark edilmesi şeklindedir. Derimizde ayva tüyü olarak bilinen ince, açık renkli ve deriye yatık şekilde bulunan kıllara vellüs tüyleri denilmektedir. Bu anormal bir durum değildir. Bu tüyler özellikle favori bölgesinde bulunurlar. Ergenlik ile birlikte doğal olarak kıllanma olur, birkaç yıl boyunca ilerler ve sonrasında sabit kalır. Yirmili yaşlardan sonra altı ay gibi kısa sürede, kılların yapısında kalınlaşma ve sayısında artış olması patolojik bir durumun belirtisi sayılabilir.
Aşırı tüylenme tanısı fizik muayene bulgusuna göre konulur. Kılın kalınlığı, rengi ve kıllanma bölgesine göre hekimin puanladığı Ferriman –Gallwey skorlama sistemi halen tanıda kullanılan yaklaşımdır. Erkeksi kıllanma bölgelerinde kılın kalınlığına göre muayene eden hekim tarafından skorlama yapılır. Ancak genetik özelliklere göre farklılık olabileceği unutulmamalıdır. Hastaların kıllanma diye ifade ettiği durum hekim tarafından olağan vücut vellüs ( açık renkli yumuşak yatık kıllar) tüyleri olarak tanımlanabilir. Bu nedenle gerçek hirsutizm tanısı uzman hekimce konulmalıdır. Kıllanmanın yaygınlığı, kıllanmanın kısa sürede gelişip gelişmediği, beraberinde ek klinik bulguların varlığı, adet düzensizliğinin varlığı tanıda çok önemlidir. Akne, şakaklarda erkek tipi saç dökülmesi, deri kıvrım yerlerinde koyulaşma, karın bölgesinde yağlanma, ses kalınlaşması/kabalaşması, vücut kas yapısında artma, klitoriste büyüme önemli yardımcı bulgulardır. Hirsutizm klinik varlığında etiyolojiyi tanımlamak amaçlı birtakım laboratuvar ve radyolojik testler yapılabilir.
Hirsutizmin tedavisi, rahatsızlığın altında yatan bir neden olup olmamasına göre değişmektedir. Kaynağında bir hastalık tespit edilirse, asıl tedavisi temel hastalığın tedavisi şeklinde olmalıdır. Hirsutizm aslında kozmetik sorun olarak algılansa da hormonal ve ciddi hastalıklar için bir işaret olabileceği için önemlidir. Altta yatan hastalığın tedavisi ile hirsutizm geriler. Hirsutizm polikistik over sendromu (PCOS)’nun bir sonucu olabilir. Bu durumda POCOS ‘un tedavisinde de kullanılan oral kontraseptif (OKS) ajanlar kıl gelişiminde gerilemeye neden olur. Oral kontraseptiflerin kıl üzerindeki etkileri 4. ayda başlar ve 6. ayda net etki görülür. Kullanıldığı sürece etkinliği devam eder. Antiandrojen tedaviler de uygun hastalarda kullanılan diğer medikal tedavilerdir. Eğer hastanın eş zamanlı gebelik planı var ise hormonal tedavi uygun değildir. Bazen altta herhangi bir hastalık bulunamaz. İdiopatik hirsutizm denilen bu durumda mekanik yöntemler ( kılın jilet, ağda, lazer/iğne epilasyon ile kaldırılması) uygulanabilir.