Mevsimsel geçişlerinden en çok etkilenen hasta gruplarının başında kalp hastaları geliyor. Havaların soğumasıyla birlikte kalp damarları başta olmak üzere tüm damarlarda büzüşme ve buna bağlı olarak tansiyon yükselmesi gözlenebiliyor. Yine vücudun alıştığı sıcak havaların sona ermesiyle stres hormonlarının salgılanmasına bağlı damarlarda pıhtılaşma ve kalp krizi riskinde artış olabiliyor. Dolayısıyla kalp hastalarının bu konularda bilinçli olması gerekiyor
Kalp hastaları bağışıklık sistemleri zayıf olduğu için grip virüsüne karşı risk altındadır. Kalp hastalarında grip sonrası zatürre, bronşit, akciğer yetmezliği, kalp yetmezliğinde kötüleşme hatta kalp krizi gibi komplikasyonların görülme oranı yüksektir. Bu sebeple kalp hastalarının yıllık grip aşılarını yaptırması kesinlikle önerilmektedir. Grip aşısının koruyuculuğu yüzde 100 olmasa da ciddi komplikasyonlardan koruma oranı oldukça yüksektir Bu aşının genelde sonbahar aylarında eylül-ekim gibi yapılması önerilse de ocak ayına kadar yaptırılabilir.
Kalp hastaları aynı gripte olduğu gibi bağışıklık sistemlerinin zayıflığı sebebiyle zatürre mikrobuna karşı duyarlıdır. Toplumda zatürre aşısı olarak bilinen aşı en sık zatürreye neden olan pnömokok bakterisine karşı korunma amaçlı geliştirilmiş bir aşıdır. Konjuge pnömokok aşısı veya PCV13 ve Pnömokok polisakkarit aşısı veya PPSV23 olmak üzere iki çeşit zatürre aşısı vardır.
Polisakkarit aşılar (PPSV23) ciddi pnömoni yapan mikrop tiplerine karşı daha etkiliyken, konjuge aşı (PCV13) daha güçlü bağışıklık oluşturmaktadır. Bu nedenle her iki aşının da yapılması önerilmektedir.PPSV23 aşısının 5 yılda bir tekrarlanması gerekirken PCV13 aşısının bir kez yapılması yeterlidir. Daha önce hiç zatürre aşısı olmamış bir kişide öncelikle PCV13 aşısı yapılarak ve her iki aşı arasında en az 8 hafta süre olacak şekilde uygulanabilir.
Hareketsizlik
İnaktif yaşam ve kalp krizinden ölüm arasında çok kuvvetli bir ilişki vardır. Bu sebeple kalp hastalarının günde en az 30 dakika yürüyüş gibi kardiyak egzersizler yapmaları önerilmektedir.
Sağlıksız Beslenme
Kötü beslenme, oksidatif stresi, insülin direncini ve bunların sonucunda da kan basıncını artırabilir. Temel olarak düşük yağ ve sodyum içeren, liften ve potasyumdan zengin gıdalar ise kalp hastalarında kan basıncını düşürerek fayda sağlamaktadır. Bu nedenle sebze, taze meyve, baklagiller, az yağlı süt ürünleri, kepekli tahıllar, balık ile doymamış yağ asitleri (zeytinyağı) gibi besinlerden zengin, kırımızı etten ve doymuş yağ asidinden ise fakir bir diyet alışkanlık edinilmeli.
Bilinçsiz İlaç ve Vitamin Kullanımı
Kalp hastalarının kullandıkları ilaçlarla etkileşime yol açabileceği için doktor tavsiyesi olmadan vitamin ve bitkisel ilaç gibi takviyelerin kullanımı önerilmemektedir.
İlaçlar: Kalp hastaları mevsim geçişlerinde doktor kontrolüne gitmeli. Bu dönemde ilaçları yeniden düzenlenmeli.
Egzersiz: Yaz mevsiminin sona ermesi ile kapalı alanlarda geçirilen zamanın artması hastaların egzersiz yapmasına engel olmamalı. Kalp hastalarının gerekirse kıyafet seçimine dikkat ederek açık havada veya kapalı alanlarda günde en az 30 dakika egzersiz yapması önerilmektedir.
Kıyafet seçimi: Vücut ısısında ani değişimler göğüs ağrısı ve kalp krizi riskini artırmaktadır. Bu nedenle kalp hastaları özellikle ani ısı farklarının yaşanması durumunda kıyafet seçimine dikkat etmeli. Bu hastalara vücut ısısını koruyacak şekilde giyinmeleri tavsiye edilmektedir.
Diyet: Sonbahar mevsiminde hareketin azalması ve evde geçirilen zamanın artması sebebiyle hastalarda kilo alma eğilimi ortaya çıkmaktadır. Bu sebeple özellikle kalp hastalarına diyetlerinde şeker ve un gibi zararlı besinleri azaltarak meyve ile sebze ve bakliyat gibi bitkisel besinlerin alımını artırmaları önerilir.
AGünlerin kısalıp, gecelerin uzadığı bu mevsimlerde depresyon gibi ruhsal hastalıklar artış gösterebilir. Bu sebeple hastaların spor, arkadaşlarla vakit geçirme gibi aktivitelerle depresyon risklerini azaltmaları önerilmektedir.