Bırakınca kilo alıyorum, hamile kalınca içmeyeceğim, çevremde herkes kullanıyor, bu benim tek zevkim… Sigara bağımlıları zararlarını bildikleri halde pek çok bahane ile bu alışkanlıklarını sürdürmeye devam ediyor. Kullanım yaşının gelişmiş ülkelere göre Türkiye’de çok daha düşük olması ise önemli bir tehlikeye işaret ediyor. Daha çocuk yaştaki bireyler ve gençler genellikle imaj kaygısı, büyüdüğünü ispat etmeye çalışma gibi nedenlerle sigara kullanabiliyor. Ancak sigaranın zararlı etkilerinin daha geniş kitlelere duyurulması, bağımlılık halinde de konu ile ilgili psikolojik destek alınması da önem taşıyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün “dünyanın en hızlı yayılan ve en uzun süren salgını” olarak ifade ettiği sigara, ülkemizde de önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. Son yıllarda sigara içme alışkanlığı, gelişmiş ülkelerde azalmakta iken, gelişmekte olan ülkelerde tüketimi her geçen yıl artış göstermektedir. Sigara bağımlılığı, içme örüntüsünün tutarlılık göstermesi, giderek sigara miktarının artırılması, bırakınca yoksunluk belirtilerinin yaşanması ve başarısız sigara bırakma girişimleri şeklinde tanımlanmaktadır.
Sigara, içerisinde bulunan bağımlılık yapıcı madde olan nikotin nedeniyle aynı zamanda nikotin bağımlılığı olarak da adlandırılmaktadır. Sigara içmenin nikotin ile ilişkili bedensel etkilerinin yanı sıra ruhsal ve davranışsal yönleri de zamanla gelişmektedir. Bedensel, ruhsal ve davranışsal faktörler birbiriyle etkileşim halindedir ve bu faktörlerin yeterince incelenmediği durumlarda kişi kolaylıkla tekrar sigaraya başlayabilmektedir. Toplumsal, ekonomik ve sosyokültürel etmenler nedeniyle nikotin bağımlılığı sık gelişebilmekte ve Türkiye’de sigara başlama yaşının 10-11 sınırına indiği tahmin edilmektedir.
Çocukların ve ergenlerin sigaraya başlama nedenleri şunlardır;
• Düşük benlik saygısı, okul problemleri
• Akran etkisi
• Anne-babanın ya da aile büyüklerinin sigara içmesi
• Özendirici olması
• Bir gruba dahil olma kaygısı
• Bir büyüme sembolü olarak görülmesi
• İmaj kaygısı
• Kendini değersiz algılama
Bu nedenlerin yanında içmeyi cesaretlendirici ortam, çevreye özenme ve uyum gibi faktörler bu yaş grubunda sigara içme nedenleri arasında bulunmaktadır. Erken yaşta başlanan sigara içimi, erişkinlikte sigara içimi için en önemli risk etkenidir ve sigara içilen çevreden uzak duruldukça sigara içim ve bağımlılık oranının daha düşük olduğu belirtilmektedir.
Sigara ulaşım kolaylığı, fiyatı ve diğer bağımlılık biçimleriyle karşılaştırıldığında ekonomik, hukuksal ya da ruhsal düzlemde daha az soruna yol açmaktadır. Bu durumda, sigaranın yarattığı olumsuz sonuçlara duyarsızlık yaratmakta ve sigarayı bırakma çabalarını azaltmaktadır. Ulaşım kolaylığı dışında, “kilo alırım, herhangi sebepten dolayı da ölebilirim, artık çok geç ya da gelecekte bırakırım” gibi düşünce kalıpları da sigarayı bırakmayı engelleyen nedenler arasında bulunmaktadır.
Sigara bırakma başarı oranı, birçok madde bağımlılığı tedavisinde de olduğu gibi kişinin kendi isteği ve iradesi ile ilişkili olmaktadır. Davranışsal, fizyolojik ve ruhsal yoksunluk belirtilerinin kişiyi zorladığı bu süreçte, bilgilendirici ve destekleyici yardım almak bırakma eyleminin devamının sağlanması açısından çok önemlidir. Yapılan araştırmalara göre her yıl sigara içenlerin % 70 ’i bırakmayı düşünmekte ve 1/3 ü de bırakmayı denemektedir. Ancak bu süreci herhangi profesyonel bir yardım talep etmeden kendi başına deneyenlerin %98’i sonraki bir yıl içerisinde yeniden sigaraya başlamaktadır.
Sigarayı bırakma döneminde ortaya çıkan öfke, huzursuzluk, madde arama davranışı, gerginlik, yoğunlaşma güçlüğü gibi yoksunluk belirtileri kişinin içme süresi ve miktarı ile de doğrudan ilişkilidir. Çoğu bağımlı, diğer bağımlılık örüntülerinde olduğu gibi sigarayı bir rahatlama, stresle baş etme, öfke kontrol aracı gibi görmekte ve bu davranışı pekiştirmektedir. Psikolojik destek ile eşleşen bu davranış şekli ile ilgili farkındalık ve zor durumlarla baş etme becerileri psikoterapi yöntemleri ile kişiye kazandırılabilmektedir. Ayrıca bir çeşit kendine zarar verme davranışı olan sigara ve tütün kullanımının altında yatan nedenler incelenmeli ve destekleyici psikoterapi görüşmeleri kişinin ihtiyaçları doğrultusunda planlanmadır.