Tıbbi olarak alopesi areata ismiyle de bilinen saçkıran, bağışıklık sisteminin saç köklerine saldırıp iltihaba neden olması sonucu düzensiz saç dökülmesi meydana getiren otoimmün bir hastalıktır. Saçkıran hastalığında saç dökülmesi saçın genellikle dörtte biri büyüklüğünde ve küme şeklinde meydana gelir. En yaygın belirtisi başta saçlar olmak üzere zaman zaman da vücuttaki kılların aniden düzensiz bir şekilde dökülmesi olan saçkıran hastalığı, yavaş gelişebilmekle birlikte yıllar sonra dad tekrarlayabilen bir hastalıktır. Saçkıran tedavisi, ilaç ve terapi yöntemleriyle saçların yeniden çıkmasını ve dökülmenin olduğu bölgenin eski haline döndürülmesini amaçlar ancak şiddetli saçkıran vakalarına tedavi etki etmeyebilir.
Saçkıran geçici olarak saçların ya da vücuttaki kılların dökülmesi durumudur. Saçkıran, sıklıkla öngörülemeyen saç dökülmesine neden olan yaygın bir otoimmün hastalıktır.
Saçkıran insanları doğrudan hasta etmez ve bulaşıcı değildir. Bununla birlikte, duygusal olarak uyum sağlamak zor olabilir. Birçok insan için alopesi, saç dökülmesinin duygusal yönünün yanı sıra saç dökülmesinin kendisini de ele alan tedaviler gerektiren travmatik bir hastalıktır.
Hem çocuklar hem de yetişkinlerde görülebilen saçkıran, saçların fark edilmeyecek şekilde küçük yamalar halinde dökülmesine neden olan bir durumdur ancak bu yamalar daha sonra fark edilebilir hale gelebilir. Fiziksel sağlığı olumsuz etkilemeyen saçkıran, psikolojik olarak kişinin olumsuz etkilenmesine neden olur.
Saç derisinde ve bazı durumlarda kaş, kirpik, yüz ve vücudun diğer kısımlarında ani saç dökülmesi meydana gelebilir. Ayrıca yavaş gelişebilir ve yıllar sonra tekrarlayabilir. Bu durum, alopecia universalis adı verilen toplam saç dökülmesine neden olabilir ve saçların yeniden uzamasını önleyebilir. Saçlar tekrar uzadığında, saçların tekrar dökülmesi mümkündür. Saç dökülmesi ve yeniden çıkma derecesi kişiden kişiye değişir.
Bulaşıcı bir hastalık olmayan ve yaşamı tehdit etmeyen saçkıran, ilaç ve birtakım tedavi yöntemleriyle birlikte aynı zamanda iyileşebilen bir hastalıktır.
Saçkıran, beyaz kan hücrelerinin saç foliküllerindeki hücrelere saldırarak küçülmelerine ve saç üretimini önemli ölçüde yavaşlatmasına neden olduğunda ortaya çıkar. Vücudun bağışıklık sisteminin bu şekilde saç köklerini hedef almasına neyin sebep olduğu tam olarak bilinmemektedir.
Alopesi otoimmün bir durumdur. Bağışıklık sistemi sağlıklı hücreleri yabancı maddelerle karıştırdığında bir otoimmün durum gelişir. Normalde, bağışıklık sistemi vücudu virüsler ve bakteriler gibi yabancı istilacılara karşı korur. Ancak bir kişide saçkıran yani alopesi varsa, bağışıklık sistemi yanlışlıkla saç köklerine saldırır. Saç kökleri, kılların büyüdüğü yapılardır. Foliküller küçülür ve saç üretimini durdurarak saç dökülmesine neden olur. Saçkıranın neden olduğu hala kesin olarak bilinmemektedir.
Saç dökülmesinin tipi, derecesi ve şiddetine bağlı olarak değişen birçok saçkıran çeşidi vardır.
Saçkıran çeşitleri şu şekilde açıklanabilir:
Alopesi areatanın temel özelliği, deride veya vücutta bir veya daha fazla madeni para büyüklüğünde saç dökülmesidir. Bu durum genişlerse alopesi totalis veya alopecia universalis olabilir.
Alopesi totalis, tüm kafa derisinde saç dökülmesi olduğunda ortaya çıkar.
Saç derisinde saç dökülmesine ek olarak, alopesi universalise sahip kişiler kaş, kirpik gibi yüzdeki tüm saçları da kaybederler. Göğüs, sırt ve kasık kılları da dahil olmak üzere diğer vücut kıllarını kaybetmek de mümkündür.
Diffüz alopesi areata, kadın veya erkek tipi saç dökülmesine çok benzerlik gösterir. Saçın sadece bir bölgede veya yamada değil, kafa derisinin her yerinde ani ve beklenmedik şekilde incelmesine neden olur.
Kafa derisinin yanlarında ve alt kısmında bir bandı takip eden saç dökülmesine ofiyazis alopesi adı verilir.
Saçkıran, kafa derisinde ani, yuvarlak veya oval bir şekilde görülen saç kaybıyla başlar. Bu tür saç kaybı saçkıranın yaygın görülen semptomudur. Ancak bu saç kaybı hastalığın şiddetine bağlı olarak kişiden kişiye değişkenlik gösterir.
Aynı zamanda saçkıran belirtileri arasında saçların fark edilmeyecek şekilde küçük yamalar halinde dökülmesi de görülür. Ayrıca saçkıran hastalığında nadir olarak kaşıntı ve renk değişimi de meydana gelebilir.
Saçların yanı sıra sakalda meydana gelen dökülmelere de sakal kıran adı verilir. Saç ve sakalların yanı sıra kaş, kirpik ve vücutta da benzer dökülmeler görülebilir.
Saçkıran teşhisi için doktor, hastanın hastalık geçmişini ve genetik durumunu sorar, semptomlarını dinler, saç yapısını inceler. Kimi hastalarda tırnak kontrolü de yapılır. Eğer fizik muayenede saçkıran teşhisi konulamazsa saçtan örnek alınıp incelenmek için laboratuvara gönderilebilir. Cilt hastalığının kontrolü için biyopsiye yöntemine de başvurulabilirken, kan testleri de istenebilir.
Saçkıran tedavisi genel olarak saçın döküldüğü bölgelere enjekte edilen veya doğrudan uygulanan steroidleri (kremler veya sıvılar) içerir. Steroidlerin amacı saç köklerine saldıran bağışıklık hücrelerini bastırıp, saçları yeniden büyütmesidir.
Kalıcı bir tedavisi olmamakla birlikte saçların yeniden uzamasını sağlayan saçkıran tedavileri arasında kortizon kremleri veya losyonlar da yer alır. Bunlarla birlikte doktor tarafından ihtiyaç duyulduğu takdirde fototerapi ve topikal immunoterapi yöntemine de başvurulabilir.