Halk arasında kemik erimesi olarak bilinen ve kelime anlamı ‘gözenekli kemik’ olan osteoporoz, kemiklerin yoğunluğunun azalması ve kalitesinin bozulması nedeniyle incelmesi, gücünü kaybetmesi ve kırılgan hale gelmesi durumudur. Yaşanan bu durum sonucunda kemikler zayıflar ve kırılabilir. Her ne kadar yaşlı hastalığı olarak bilinse de her yaş ve cinsiyette görülebilen osteoporoz, vücut çok fazla kemik kaybettiğinde, kemik oluşumu çok az olduğunda veya her iki durumda birden ortaya çıkan kemik hastalığıdır. Boyda kısalma, kemiklerin kolay kırılması ve bel ağrısı yaygın görülen kemik erimesi belirtileridir. Hem ortaya çıkan belirtileri yok etmek hem de osteoporoz etkilerini azaltmayı amaçlayan tedavi yöntemleri genellikle kemik kalitesini artırmaya yöneliktir. Bu doğrultuda çeşitli ilaçların yanı sıra, kalsiyum ve D vitamini takviyesi önerilir.
Süngerimsi (gözenekli) kemik anlamına gelen osteoporoz, kemiklerdeki mineral yoğunluğunun azalması sonucu kemiğin kütlesi ve yapısının değiştiği ve kemiklerin zayıflayarak kırılgan hale geldiği bir kemik hastalığı türüdür. Kemikler, güçlü kollajen liflerle birbirine bağlanan, esas olarak kalsiyum tuzları olmak üzere minerallerden oluşan yapılardır. Kemik yapısının bozulması ile vücut sürekli olarak kemik dokusunu emer ve değiştirir.
Eski kemik dokusu, osteoklast adı verilen hücreler tarafından parçalanır ve yerini osteoblast adı verilen hücreler tarafından üretilen yeni kemik materyali alır. Osteoporozda yeni kemik oluşumu eski kemiğin vücuttan uzaklaştırılmasına yetişemez ve kemiklerde kırıklar ve bunlara bağlı gelişen sorunlar meydana gelir.
Kamburluk, boy ölçüsünde kısalma, en ufak bir kaza veya yaralanma olsa bile kemiklerin kolay kırılması, bel-sırt ağrısı gibi durumlar kemik erimesinin yaygın görülen klinik belirtileridir. Bu belirtiler osteoporoz sorunu yaşayan kişilerde ortaya çıkar ancak kemik erimesi bazen hiçbir semptom göstermeden de ilerleyebilir.
Genellikle kadınlar ve 65 yaş üstü kişilerde görülen osteoporoz hastalığı, kemik kalitesini güçlendirmeye yönelik ilaçlar, fizik tedavi uygulamaları gibi tedavi yöntemleri içerir. Kemik kalitesini güçlendirmeye yönelik D vitamini ve kalsiyum içeren besinlerle birlikte takviyeler de osteoporoz tedavisinde etkilidir.
Osteoporoz (kemik erimesi), kemik kütlesinin bozulması sonucu kemiklerin kırılgan hale gelmesiyle meydana gelir. Kemiklerde meydana gelen bu bozukluğa neden olan durumların başında kalsiyum eksikliği gelir. Kalsiyum tuzları ve minerallerden oluşan kemikler, vücutta kalsiyum eksikliği olduğunda kırılmaya başlar. Kalsiyum eksikliğinin yanında cinsiyet, yaşlılık, genetik, sigara, hareketsizlik, menopoz, kronik hastalıklar, hormon seviyeleri ve kullanılan bazı ilaçlar da kemik erimesine yol açar.
Halk arasında kemik erimesi ismiyle bilinen osteoporoza neden olan durumlar şunlardır:
Sessiz bir hastalık olarak tabir edilen osteoporoz hastalığı kemikler kırılana kadar belirti göstermez. Yaygın görülen ilk belirtisi ise kemiklerin ani ve kolay bir şekilde kırılmasıdır. Bu kırılma en ufak bir kaza veya yaralanma sırasında bile gerçekleşebilir. Kemiklerin kolay kırılmasıyla birlikte boyda kısalma, kamburluk ve şiddetli bel ve sırt ağrısı da kemik erimesi belirtileri arasındadır.
Genellikle kırık vakalarında ilk olarak akla osteoporoz gelmemektedir ancak pek çok kemik kırığının altında belirli nedenlerle tetiklenmiş olan osteoporoz bulunmaktadır.
Kemik kırılmasıyla karakterize olan kemik erimesi belirtileri şu şekildedir:
Kemik kütlesinin yoğunluğunun ve kalitesinin bozulmasına bağlı olarak kemiklerde güç kaybı meydana gelir. Bu güç kaybı, kemiklerde kırılganlık yaratır ve kişilerin en ufak kaza ve yaralanma esnasında bile kemikleri kırılmaya başlar.
Yaşlandıkça kişilerde boy kısalığı görülmesi normaldir ancak 3 cm boy kaybı, osteoporozun omurgadaki kemiklerin kırılmasına neden olduğu ve bu da boy kısalığını tetiklemesi anlamına gelebilir. Bu şekilde yaşanan bir boy kaybı normal kabul edilmez.
Kifoz olarak bilenen kamburluk, kemik erimesinin belirtilerindendir. Bunun nedeni, osteoporoz hastalığının omurga kemiklerini zayıflatması sonucu omurga eğriliğine yol açmasıdır. Omurgada zayıflık meydana geldiğinde kişinin duruşu değişir ve kambur bir görüntü oluşur.
Osteoporozun myedana getirdiği bel, srt ve boyun ağrısı da yaygın kemik erimesi belirtileri arasındadır. Hissedilen bu ağrıların en yaygın nedeni omurga kompresyon kırığıdır. Bel, sırt ve boyun ağrıları ayakta dururken veya yürürken daha da kötüleşen, uzanıldığında biraz rahatlayan ani ve şiddetli ağrılar ortaya çıkarabilir.
Omurgadaki diskler akciğer kapasitesini azaltacak kadar sıkıştırırsa nefes darlığı meydana gelir ve nefes darlığı kemik erimesinin olası semptomları arasında sayılır.
Osteoporoz tanısı için kemik yoğunluk ölçümü ile kemik kaybı tespiti yapılır. Kemik yoğunluğunda çıkan değerler genç erişkin değerleri ile karşılaştırılır ve normalden sapmalar T skoru değerini verir. Bu verilere göre Dünya Sağlık Örgütü osteoporoz sınıflamıştır.
T skoru değeri;
Kemik yoğunluğu ölçümünü menopoza giren tüm kadınların yaptırması uygundur. Bunun yanı sıra risk faktörleri olan gençlerde ve erkeklere de kemik yoğunluğu ölçümü yapılmalıdır. Kemik yoğunluğu düşük çıkan kişilerde ve tedavi görenlerde ölçümü yılda bir kez yenilemek uygundur. Fakat risk yok ise ve kemik ölçümü normal değer aralığında ise o zaman 2-3 yılda bir kez yenilenebilir.
Bunun yanı sıra osteoporoza sebep olacak diğer hastalık ve durumların tespiti için kan ve idrar tahlilleri yapılır. Kemik yapımı ve yıkımını belirleyen belirteçler kan ve idrarda değerlendirilebilir.
Osteoporoz teşhisi için genellikle istenilen laboratuvar tetkikleri aşağıdaki gibidir.
Ek olarak, ayırıcı tanı için gerekli görüldüğü takdirde röntgen gibi farklı radyolojik tetkik de yapılabilir.
Osteoporoz tedavisinde amaç; kemik kalitesini artırmak ve kemiği güçlendirerek kırık oluşumunu önlemektir. Bu doğrultuda kemik kalitesini artıracak ilaçlar başta olmak üzere kalsiyum ve D vitamini takviyeleri uygulanır.
Osteoporoz hastalığı için uygulanan tedavi yöntemleri şunları içerir:
Osteoporoz riski yüksek olan yaşlıların gerek ileri yaşta olması, gerekse duruş bozukluklarına ve kas yıkımına bağlı olarak gelişen dengesizlik problemleri nedeniyle düşme riskleri yüksektir. Düşme riskinin önlenmesi, çeşitli korse gibi cihazların kullanımı ile hastaların yaşam kaliteleri artırılır.
Kemik erimesine iyi gelen besinler kalsiyum ve D vitamini açısından zengin besinlerdir. Bu besinler arasında süt, peynir, süt ürünleri, brokoli, yeşil yapraklı sebzeler, soya fasulyesi, fındık, sardalya-somon gibi balıklar, incir, portakal, mantar, yulaf ezmesi ve diğer tahıllar yer alır. Bu besinleri tüketmek vücuttaki kalsiyum ve D miktarını artırarak kemik sağlığına destek olur.