Narkolepsi hastaları çalışırken, araba kullanırken, toplu taşıma araçlarında ayakta giderken çok kısa sürede uyuyabildiği için kazalara karışabiliyor. Pek fazla önemsenmese de kazalara sebep olduğundan narkolepsi önemli bir hastalık olarak sınıflandırılmaktadır.
Narkolepsi, ani kısa süreli derin uyku nöbetleri de dahil olmak üzere gündüzleri aşırı uyku hali yaratan kronik uyku bozukluğuna neden olan nörolojik bir hastalıktır. Sinir sistemini etkileyen bu hastalık, insanların beynin uyku-uyanıklık döngüsünü kontrol etme yeteneğini kısıtladığından ve karşı koyması neredeyse imkansız olduğundan kişinin ne zaman uyanacağını veya uyuyacağını seçmesini engeller.
Narkolepsi tip 1 ve tip 2 olarak kategorilendirilebilir. Tip 1 olan ani kas tonusu kaybı olan katapleksi ile ilişkilidir. Bu tipte hipokretin seviyesi düşüktür. Tip 2’de katapleksi görülmez ve hipokretin seviyeleri düşük değildir.
Narkolepsi, gün içinde önlenemez uyku ataklarının olduğu, uyku dışında da kişinin kendisini sürekli yorgun hissettiği bir sorundur. Narkolepsininin belirtileri arasında hastaların kaslarında gevşeme olması vardır. Genelde uykuya dalma sırasında kol ve bacaklarda, gövdede ani kuvvet kaybı oluşabilir. Narkolepsinin bir başka belirtisi de toplumda “Karabasan” olarak bilinen uyku felci durumudur. Yani hasta uykuya dalma sırasında veya uyanırken birtakım halüsinasyonlar görmektedir. Uykunun birçok evresi bulunur ve uyku evreleri kişinin fizyolojik değişimine göre şekillenir. Örneğin yenidoğan bebekler belli bir yaşa kadar sık sık uyumaktadır. Yaş ilerledikçe gündüz uykuları olmaz sadece gece uyunur. Kişi yaşlandıkça tekrar bebeklik dönemine benzer bir uyku sürecine girer. Ancak narkolepsi hastalarında durum böyle değildir. Hasta gün içerisinde pek çok yerde uyuyakalabilir.
Narkolepsinin belirtileri şu şekilde özetlenebilir:
Narkolepsinin nedeni, hipokretin adı verilen, görevlerinden biri de uyku-uyanıklık döngüsünü düzenlemek olan nörokimyasalın azalmasından kaynaklanmaktadır. Yapılan araştırmalarda narkolepsi hastalarında beynin hipokretin adında ki kimyasalı yapmakta zorlandığı fark edilmiştir. Kalıtsal problemler, otoimmün sorunlar düşük narkolepsi ile ilişkilidir. Yine yapılan araştırmalarda ayrıca beynin REM uykusunu kontrol eden kısımlarında da problemler keşfedilmiştir.
Uykunun evreleri vardır. Non-REM ve REM olarak iki uyku evresi görülür. Non-REM uykusu 4 evreden oluşur. Evre 0 diye adlandırılan devrede uyanıklık durumu değişmiştir. Evre 1’de uyku bastırır. Bu devrede uyandırılan kişi uyumadığını uyanık olduğunu söyler. Evre 2′ de kişi uyandırıldığında uykuda olduğunu fark edebilecek kadar uykuda kalmıştır. Evre 3 ve Evre 4 esnasında kişinin beyin dalgaları yavaştır. Daha sonrasında da REM uykusuna geçilir. Ancak narkolepsi hastaları REM uykusuna hızlı ve erken girerler. Nedeni tam olarak bilinmeyen narkolepside araştırmalarda Tip 1 narkolepsisi olan kişilerde hipokretinin düzeyinin düşük olduğu belirlenmiştir. Hipokretin REM uykusunu düzenleyen bir nörokimyasaldır. Özellikle katapleksi yani kaslarda kuvvet kaybı yaşayan bireylerde hipokretin seviyelerinin düşük olduğu görülmektedir. Hipokretin üreten hücrelerin neden kaybolduğu henüz bilinmemekle birlikte uzmanlar bunun bir otoimmün reaksiyondan kaynaklandığından şüphelenebilmektedir. Bazı çalışmalarda narkolepsinin kalıtımsal olduğu ifade edilmektedir ancak bir ebeveynden bu sorunun çocuğa geçme riski yaklaşık yüzde 1 gibi düşüktür.
Narkolepside hem gece hem de gündüz Non-REM evresini yaşamadan REM uykusuna girmek mümkündür. Narkolepside yaş ve aile öyküsü gibi bazı risk faktörleri de bulunmaktadır. Tipik olarak 10-30 yaş arasında bir dönemde başlayabilen bir sorundur eğer narkolepsi geçiren bir aile üyesi varsa riski yüzde 20-40 arasında artırabilir.
Konusunda uzman bir nöroloji doktoru uykulu hal ve ani kas tonusu kaybı varsa teşhis koyabilir. Sonrasında uyku analizi yapılır. Nöroloji uzmanı ayrıntılı bir uyku geçmişi hikayesini sorgular. Epworth Uykululuk Ölçeği ile hastaya bazı sorular sorulur. Sorular arasında hastanın otururken ya da okurken, tiyatro ya da toplantı gibi yerlerde, sohbet esnasında, öğle yemeği sonrasında, televizyon izlerken, araba kullanırken veya bir saati aşmayan yolculuk sırasında uykululuk halleri sorgulanır. Ölçekte, “Hiç uyuklamam”, “Bazen uyuklarım”, “Genelde uyuklarım”, “Mutlaka uyuklarım” gibi yanıtlar bulunmaktadır. Bu yanıtlar sonrasında puanlanmaktadır. 10 puan altı normal, 10-15 puan artmış uykululuk, 16 puandan büyük sonuçlarda tehlikeli uykululuk hali olarak değerlendirilir. Uzman hekim bir ya da iki hafta boyunca ayrıntılı bir uyku günlüğü isteyebilir. Böylece uzman uyku düzeni, uykululuk ve uyanıklık sürelerini net olarak görebilir. Buna ek olarak aktigraf cihazı ile aktivite ve uyku süreleri ölçülür. Ayrıca Polisomnografi (PSG) ve çoklu uyku latans testleri de narkolepsi teşhisiyle derecesini belirler. Polisomnografi testi geceyi uyku merkezinde, özel bir odada geçirmeyi içerir. Bu testle beyin dalgaları, kas aktiviteleri, kalp ritmi, göz-vücut hareketleri ve solunumu algılayan elektrotlar sayesinde ölçümlenir. Hemen akabinde de çoklu uyku latans testi yapılır. Bu test gün içinde uyuklamanın ne kadar sürdüğünü ölçer. Elektrodlar çıkarılmadan 4 kez 2’şer saat aralıklarla 20 dakika sürelerle dinlenmeye de olanak sağlanacaktır. Bu sürelerde uyku kayıtları alınır ve eğer kişi narkoleptikse bu kısa sürelerde bile uykunun REM evresini uyur. Bu iki testin bulgularıyla birlikte çok nadir olarak HLA tiplemesi için alınan kan testi ile birlikte narkolepsi teşhisi konulabilmektedir.
Uyku ortalama 8 saatlik bir süreçtir. Tabii uyku ihtiyacı kişiden kişiye göre değişebilir. Kimileri 6 saat uykuyla sağlıklı olur kimileri 10 saat. Yani 6-10 saat dışında bir uyku dilimi varsa bu kişilerde uyku problemleri vardır. Bunların önüne geçebilmek için öncelikle uyku hijyeni sağlanmalıdır. Uyku hijyeni için önemli noktalar şunlardır:
Eğer bu şartlar sağlanıp, yine de uyku problemleri yaşanıyorsa bir nöroloji uzmanına başvurulmalıdır.
Narkolepsi hastalığı için ilaç tedavileri uygulanmaktadır. Baş ağrısı ve anksiyete ilaçlarının bazıları tedavide kullanılmaktadır. Bu ilaçların doktor gözetiminde kullanılması gerekmektedir. Eğer kişide diyabet, hipertansiyon gibi sorunlar varsa bu mutlaka doktora bildirilmelidir. Bazı alerji ve soğuk algınlığı ilaçlarından kaçınmak önerilebilir. Ayrıca yaşam tarzının değiştirilmesi gerekir. Tütün ürünlerinden alkolden kaçınılmalıdır. Uyumadan en az beş saat önce düzenli egzersiz yapılmalıdır. Hasta durumunu mutlaka işverenine, yakınlarına ya da öğretmenlerine bildirmelidir. Eğer uykulu hissediliyorsa da araba kullanmaktan kaçınmalıdır.