Özkaya Tıp Merkezi
Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors
MENÜ

Migren

Migren

Migren, bulantı, kusma, ışığa ve sese karşı hassasiyet gibi belirtilerle ortaya çıkan, başın bir tarafında tekrarlayan zonklama ve nabız gibi atan ağrı ataklarıyla karakterize bir baş ağrısı türüdür. Migrenin yaygın tetikleyicileri östrojen düzeylerinde düşüş, alkol kullanımı, stres, soğuk hava koşulları ve uykusuzluktur. Migren atağının belirtileri arasında ışığa, sese ve kokulara karşı artan hassasiyet, mide bulantısı, kusma, tek gözde görme kaybı, konuşma güçlüğü ve başın bir tarafında baskın olan yoğun ağrı vardır. Kadınların yaklaşık %20’sinin, erkeklerin ise % 8’inin migren hastası olduğu bilinir.

MİGREN NEDİR?

Migren, sinir sinyallerini geçici olarak etkileyen anormal beyin aktivitesi sonucu başın bir tarafında zonklayan bir ağrı ile ortaya çıkan şiddetli baş ağrısına neden olan nörolojik bir hastalıktır. Migrenin tetikleyicileri genellikle bazı ilaçların kullanımı, kırmızı şarap başta olmak üzere alkol tüketimi, fazla kafein alımı, stres, parlak ışık, ses ve uyku sorunlarıdır.

Migren atakları yılda 1-2 defa ya da ay içerisinde defalarca görülebilir. Migren ağrılarının çoğunun çok şiddetli seyrettiğini söylenebilir. Migren ağrısı olanlar baş ağrına eşlik eden faktörler nedeniyle günlük işlerini tamamlamakta zorlanırlar. Yine de tam bir migren tanısı konulması için uzun bir süreç ve uzman doktor kontrolü çok önemlidir.

MİGREN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Migreni olan kişilerde şiddetli baş ağrısı, iştahsızlık, kusma, bulantı, ışık, ses ve harekete karşı duyarlılık, duygudurum değişimleri, halsizlik ve terleme şikayetleri gibi belirtiler meydana gelir. 

Enseden başlayarak, tüm baş bölgesine yayılan baş ağrısıda dahil olmak üzere migren belirtileri şunlardır:

  • Enseden başlayan ve kafa bölgesine yayılan baş ağrısı
  • Mide bulantısı
  • Kafa karışıklığı
  • Görüşte bulanıklık ve görme güçlüğü
  • Depresyon gibi ruh hali değişimleri
  • Yorgunluk ve enerji düşüklüğü
  • Işık ve gürültü gibi seslere karşı duyarlılık
  • El ve ayaklarda uyuşma
  • Yeme isteği
  • Konuşmada güçlük

Migren atağı sırasında ışığa ve sese karşı artmış duyarlılık yüksek olacağı için bunlara maruz kalmak ağrının şiddetini artırabilir. Migreni olan kişilerde kokuya karşı duyarlılıkta artar, bu nedenle parfüm gibi kokular bulantıya ve kusmaya neden olabilir.

Şiddetli baş ağrısından hemen önce görülen migren dönemine “aura” denir. Migren aurası ağrının başlamasından önce veya ağrının ilk gelişme döneminde olur. Kısa sürelidir; 10 ile 30 dakika arasında genellikle 20 dakika sürer.

  • Görsel aura: Hastalar titrek parıldayan ışıklar tarif ederler.
  • Duyusal aura: Migrenin duyusal aurası el ve dilde veya ağız ve çenede uyuşma, karıncalanma şeklindedir.

MİGREN NEDEN OLUR?

Migrenin nedenlerinin en başında genetik faktörler gelir. Ailede migren öyküsü varsa migren hastası olma olasılığı % 40’tır. Hem annesi hem babası migren hastası olan bir kişi ise %75 oranında migren şikayetleri yaşayabilmektedir. Migren ağrısının nedenlerinden biri de de hormonal değişimlerdir. Bu nedenle migren, en sık kadınlarda görülür. Kadınlarda görülme sıklığı erkeklere göre 3 kat fazla olan migren atakları özellikle adet dönemlerinde hormonal değişimden dolayı şiddetini artırabilir. Adet döneminde şiddetli baş ağrısının çoğalması da migrene bağlanabilmektedir. Bulantı kusma, ışığa ve sese hassasiyet olabilir. Genellikle tek taraflı, yoğun ve zonklayıcı tarzdadır.

HANGİ BESİNLER MİGREN ATAĞINA NEDEN OLUR?

Migrene neden olan besinleri peynirler ve tiramin içeren besinler şeklinde özetlenebilir. Tiramin, besin bekletildikçe, proteinlerin yıkılması neticesinde ortaya çıkar. Yıllandırılan yüksek protein içerikli besinlerde tiramin miktarı da artar. Özellikle peynirler ve şaraplar, alkollü içecekler ve işlenmiş etlerin bol tiremin içermesi nedeniyle migrene neden olduğunu söyleyebiliriz.  Hangi peynirler migreni daha çok etkiler sorusunun cevabı olarak ise yüksek tiramin içermeleri nedeniyle; rokfor ve benzeri küflü peynirler (stilton, gorgonzola), çedar, beyaz peynir, mozzarella, permesan, İsviçre peyniri sıralanabilir.

Alkol: Kırmızı şarap, bira, viski ve şampanya migren dostudur. Migren ağrısını çabucak tetikleyebilir.

Gıda koruyucuları: Gıda koruyucuları içlerinde bulunan nitratların damarları genişletmesi nedeniyle migreni tetiklerler.

Soğuk gıdalar: Özellikle vücut ısısının yükseldiği egzersiz, yürüyüş esnasında ya da sıcak havalarda tüketilen soğuk havalar bazı kişilerde migren ağrısına neden olabilir. Özellikle alın ve şakaklarda hissedilen ağrı genellikle birkaç dakika sürer. Ayrıca çok soğukta kalmak da migreni tetikleyebilir.

Bunların dışında migrene iyi gelmeyen gıdalar şöyle sıralanabilir:

  • Kuruyemişler ve kabuklu yemişler
  • Tütsülenmiş (smoked) veya kurutulmuş balık
  • Fırınlanmış mayalı yiyecekler (kek, ev yapımı ekmek, sandviç ekmeği)
  • Muz, narenciye ürünleri (portakal, mandalina, turunç vb), kivi, ananas, frambuaz, kırmızı erik
  • Bazı kuru meyveler (hurma, incir, üzüm)
  • Et bulyon ile yapılmış çorbalar (Gerçek et suyu için geçerli değildir)
  • Aspartam ve diğer tatlandırıcılar

MİGRENİ NELER TETİKLER?

Kişiye göre farklılık gösterse de genellikle peynir ve çikolata gibi bazı yiyecekler, öğün atlamak, öğünü geciktirmek, yeterli su içmemek gibi durumlar migreni tetikler. Uyku düzeni de migren için önemli bir faktördür. Az ya da fazla uyumak, yoğun egzersiz yapmak ve uzun süreli yolculuklar da migren tetiklenmesine neden olarak ağrılara yol açar. Migreni tetikleyen diğer faktörler şöyle sıralanabilir:

  • Gürültü ve hava kirliliği gibi çevresel etkenler
  • Çok parlak ve yanıp sönen ışıklar
  • Keskin kokular
  • İklim değişiklikleri
  • Kadınlardaki hormonal değişimler

Çikolata, kakao, bakla, kuru fasulye, mercimek ve soya ürünleri, çeşitli deniz ürünler, sakatatlar, alkollü içecekler,  hazır et ve tavuk suyu tabletleri, konserveler, çağ kahve ve asitli içecekleri,  incir, kuru üzüm, papaya, avokado, muz ve kırmızı erik,  fıstık ezmesi gibi migreni tetikleyebilecek yiyecek ve içecekler konusunda dikkatli olunmalıdır.

MİGREN TANISI NASIL KONULMAKTADIR?

Migren tedavisinde ilk süreç, migren hastasının şikayetleri doktor tarafından değerlendirildikten sonra klinik olarak tanı konulmasıdır. Migren şikayeti yaşayan kişilerin geçmiş hikayesi incelenmeli, baş ve boyun bölge muayenesinin ardından nedene yönelik olarak kişiye özel bir tedavi planı çıkartılmaktadır. Muayene sırasında kas yapılarını incelemek gerekir. Boyun ve sırt bölgesindeki bir tetik nokta örneğin adale kasılması, kulunç girmesi de enseden başlayan, tek taraflı göz ve yüz ağrısına neden olabilir.

Hastanın su tüketimi, nasıl beslendiği, uyku düzeni, stres derecesi, çevresel şartları, mide bağırsak sistemi sağlığı ile ilgili durumu belirlenmelidir. Çünkü fizyolojik bozukluklar da ağrının fazla algılanmasını sağladığı gibi ağrıyı tetikleyebilir. Günümüzde pek çok insan boyun ve sırt ağrısı yaşamaktadır ve bunlara ek olarak gelişen baş ağrıları da migren tanısıyla oldukça sık karıştırılmaktadır. Migren hastalığında beyin cerrahisi, nöroloji, psikiyatri, fizik tedavi bölümleri ile multidisipliner bir yaklaşım gereklidir. Yapılan çalışmalar göstermektedir ki; hastaların aslında yüzde 53’ü psikojenik faktörlere ya da hastalık sonrası gelişen psikoloji bozukluğuna bağlı olarak ağrılar çekmektedir. Bu sebepten her hastaya aynı metodu kullanmak doğru bir yaklaşım değildir.

Migren çeşitleri doğru tedavi için çok önemlidir. Migrenin doğru değerlendirebilmesi için mutlaka uzman bir doktora danışılmalıdır. En sık görülen migren tipi “aurasız migren” dir.  Migren ağrısına sahip olanların çoğunda aurasız migrene rastlanır. Migrenin diğer bir çeşidi olan auralı migrene sahip olanlarda da kimi zaman  aurasız ataklar görülebilir.

Beyne ait bazı hastalıklardan şüphelenildiği zaman bunları dışlamak üzere incelemeler yapılır. Tekrarlayıcı baş ağrısı olan hastalara beyin görüntülemesi (beyin tomografisi) yapılarak migreni taklit edebilecek hastalıklar araştırılmalıdır.

MİGREN TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Hastalar doğru tanı ve uygun tedavi planlaması ile migren ataklarından kurtulabilirler. Migren tedavisinde migren tanısı konduktan sonra ağrılar seyrek ise; ağrı ataklarını geçirmeye yönelik kriz tedavisi planlanır. Haftada 1-2 kez veya daha fazla atak olduğunda koruyucu tedavi yapılmalıdır. Migren tedavisinde bazen sadece migreni tetikleyen faktörlerin (açlık, uykusuzluk, hormon kullanımı gibi) ortadan kaldırılmasıyla ağrı atakları kaybolabilir veya sıklığı, şiddeti azaltılabilir. Aynı şekilde uzman kontrolünde kullanılan ilaçlar da migren tedavisinde çok önemlidir. Günde sadece bir kez doktor kontrolünde alınan ilaçlarla yıllar boyu ağrısız bir yaşam sağlanabilmektedir.
Etkili bir baş ağrısı tedavisi için ilaçlar ve günlük yaşam rutininin değiştirilmesi çok önemlidir. Eğer günlük yaşamınızı migrene göre planlamazsanız sadece migren ilaçlarını kullanmanız fayda sağlamayacaktır.

Günlük yaşamınızda bu konulara mutlaka dikkat edin;

  • Baş ağrısı takvimi veya baş ağrısı günlüğü tutmak
  • Az ya da fazla uyumamak
  • Düzenli egzersiz yapmak
  • Stres ile başa çıkma yollarını öğrenmek
  • Uygun bir kiloya erişmek
  • Alkolden kaçınmak

Migren ilaçları: Migren tedavisinde ilaç kullanmak ilk akla gelen koruyucu yöntemlerden biri olsa da mutlaka uzman bir doktorun tavsiyesi ile alınmalıdır. Doğru migren ilaçları migren ataklarını sonlandırabilir. Migren ağrınıza eşlikçi bir bulantınız da varsa bulantı ve migren ağrısını önleyen ilaçları bir arada kullanmak faydalı olabilir. Ancak eş, dost tavsiyesi ile migren ilacı kullanılmamalıdır. Arkadaşınıza iyi gelen bir migren ilacı size iyi gelemeyebilir.

Migren ilacı kullanıyorsanız dikkat etmeniz gerekenlerin başında ilacı her zaman yanınızda bulundurmanız gerektiğidir. Atak belirtilerini anlar anlamaz migren ilacını kullanmanızda fayda var. Ne kadar erken alınırsa o kadar etkili olur.  Aynı şekilde haftada 2- 3 gün migren ilacı kullanmak da bir süre sonra vücutta tolerans geliştireceği için migren ağrınızın nedeni haline gelmeye başlarlar. Bu da migren tedavisini daha da zorlaştırabilir.

Eğer migren ilaçları işe yaramıyor ve ataklar çok sık ve şiddetli şekilde ilerliyorsa “koruyucu tedavi” denemelisiniz. Koruyucu tedavi sırasında alınan ilaçlar ağrı kesici ilaçlardan farklı olup, daha çok migren eşiğini yükseltmeye yöneliktir.

Migrene karşı “Botoks” tedavisi: Migren tedavisindeki bir başka yaklaşım ise yüzdeki kırışıklıkları yok etme amacı ile kullanılan botoks. Botoks yaptıran migrenli hastaların baş ağrılarının azaldığının fark edilmesi migren tedavisinde botoks kullanımının yolunu açtı. Yapılan araştırmalar 3 aydan fazla bir süre boyunca, ayda 15 ya da daha fazla gün, migren karakterinde baş ağrısı olarak tanımlanan kronik migren tedavisinde botoks uygulamasının etkili olduğu gösterdi. Bu etkinin, botoksun, sinir sonlanma bölgelerinde bazı nörotransmitterlerin salınımını engellemesi yoluyla inflamatuvar ağrıyı önlemesinden kaynaklandığı düşünülmektedir.

Migren tedavisinde botoks; alın, şakaklar, ense ve boyun bölgesine uygulanmaktadır. Kozmetik amaçla sadece yüz bölgesinde uygulanan botoks, migren tedavisinde bundan farklı olarak alın, şakaklar, ense ve boyun bölgelerinde belirli noktalara derialtına botulinum toksini enjeksiyon ile uygulanır. Çoğu durumda uygulamaların etkisi yaklaşık 3-4 ay süreceğinden tedavinin devamı için tekrarlanması gerekir. Migren için botoks tedavisi güvenilir olması için nöroloji uzmanı tarafından uygulanmalıdır. 

Migren aşısı (migren iğnesi): Migren tedavisinde son yıllarda migren iğnesi olarak da bilinen migren aşısı ön plana çıkan yöntemlerden biridir. Vücutta CGRP adlı molekülün migren ağrısının ve atakların oluşmasında etkili olduğu belirlenmiştir. Kronik migren ve  auralı migrende CGRP adlı ağrıya yol açan maddeye karşı geliştirilen antikorların vücuda verilmesi esasına dayanan migren aşısı ile atakların engellenmesi amaçlanmaktadır.

Nöralterapi: 1926 yılında migrenli bir hastanın tedavisi sırasında keşfedilen Nöralterapi tedavisi dünyada ve 2008 yılından itibaren Türkiye’de de uygulanan bir yöntemdir. Nöralterapi; kısa etkili lokal anesteziklerle yapılan bir iğne tedavisidir. Otonom sinir sisteminin yeniden düzenlenmesi esasına dayanmaktadır. Komplikasyonu yok denecek kadar azdır ve hamileler dahil tüm yaş gruplarına uygulanabilmektedir. Nöralterapi ve bütüncül yaklaşım migren tedavi başarı şansını yükseltmiştir. Nöralterapi, migrenin derecesine bağlı olarak tetik nokta enjeksiyonları, manuel terapi, ganglion blokajları, ilaç ve selasyon gibi kombine tedavilerle desteklenebilmektedir.

E-Hizmetler

7/24 Kolay & Hızlı Randevu

Özkaya Tıp Merkezi Özkaya Tıp Merkezi
0(312) 417 8585