Kolit, kalın bağırsağın iltihaplanma sonucu tahriş olması ve şişmesidir. Ülseratif kolit ise kalın bağırsağın iç yüzeyindeki tabaka olan kolon mukozasında iltihaplanma meydana gelmesi sonucu oluşan inflamatuar bir bağırsak hastalığıdır. Kolonda meydana gelen bu iltihaplanma dışkıyı daha acil, ağrılı, akıcı veya kanlı bir hale getirebilir. Ülseratif kolit, mukozada iltihaplı ve kanamalı yaralara (ülser) sebep olur. En yaygın nedeni enfeksiyon olan kolit, akut veya kronik olarak gelişebilir.
Kolit, sindirilen besinlerin dışkı haline geldiği kalın bağırsağın (kolon) iç astarının iltihaplanmasıyla karakterize akut veya kronik bir hastalıktır. Özet haliyle İltihaplanma olarak adlandırılan kolit, kalın bağırsakta tahriş ve şişmeye neden olarak buradaki iç astarda ülser denen yaralara yol açar. En yaygın ve sık görüleni ülseratif kolit olan bu hastalık, kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler ve sürekli kontrol altında tutulmayı gerektirir.
En yaygın nedeni virüs, zararlı bakteriler veya parazitlerin kalın bağırsağında iltihaplanma meydana getirmesi olan kolit, crohn hastalığı ve ülseratif kolit gibi inflamatuar bağırsak hastalıkları sonucunda da ortaya çıkabilir. Ayrıca kalın bağırsaktaki azalan kan akışı ve alerjik reaksiyonların da kolit hastalığını tetiklediği görülür.
En yaygın kolit belirtileri arasında ise karın ağrısı, kramp, karın şişkinliği, kansızlık, iştahsızlığa bağlı kilo kaybı ve dışkıda kan görülmesidir. Tedavi, genellikle kolite neden olan enfeksiyonların giderilmesini içerir.
Virüs, zararlı bakteriler veya parazitlerin kolon olarak bilinen kalın bağırsakta iltihaplanma oluşturması sonucunda kolit hastalığı meydana gelir. Campylobacter, shigella, E. Coli, yersinia ve salmonella kolite neden olan en yaygın bakterilerdir. Bakterilerden kaynaklanan gıda zehirlenmesi, crohn hastalığı veya alerjik reaksiyonlar da kolit hastalığına yol açabilir. Tüketilen besinler ve stres kolite yol açmaz ancak semptomlarını tetikleyebilir.
Kolit hastalığı şu nedenlere bağlı olarak ortaya çıkar:
Yukarıda yer alan nedenlerin dışında sürekli tüketilen gıdalar ve yoğun stres altında yaşamak da kolit hastalığının semptomlarını tetikleyici özellik gösterebilir.
Hastalığın şiddetine bağlı olarak kolit belirtileri de değişebilir. En yaygın kolit belirtileri arasında karın ağrısı veya kramp, karın şişkinliği, dışkıda kan görülmesi, kanlı ishal, iştahsızlığa bağlı kilo kaybı, mide bulantısı ve kusma yer alır.
Kolit belirtileri genel olarak şunları içerir:
Bu ve benzeri belirtilere sahipseniz kolit şüphesiyle doktora başvurmakta fayda vardır.
Kolitin bulaşıcı olan ve olmayan çeşitleri bulunur. Bu çeşitler şöyle sınıflandırılabilir:
Bulaşıcı tipte kolit, kişiden kişiye yayılabilir. Bulaşıcı kolit hastalığı, genellikle temas, yoluyla kişiden kişiye geçebilmektedir. Bununla birlikte gıda, sıvı hatta kıyafetlerle bile kişiden kişiye yayılabilen kolit tipleri bulunmaktadır.
Kolit, hastalığın şiddetine ve yaygın görülme durumuna bağlı olarak kendi içinde bazı türlere ayrılır. Bu türler şu şekildedir:
Psödomembranöz kolit: Psödomembranöz kolit, kalın bağırsakta Clostridium Difficile bakterisinin aşırı çoğalmasından kaynaklanır. Aslında bu tür bakteriler bağırsaklarda zaten bulunmaktadır. İyi bakterilerin varlığıyla dengelendiği için bir soruna yol açmazlar. Ancak, bazı ilaçlar özellikle antibiyotiklerin kullanımı bağırsaktaki iyi bakterilerin yok olmasına veya sayılarının azalmasına neden olarak kolit oluşmasına zemin hazırlayabilir.
İskemik kolit: Kalın bağırsağın herhangi bir nedenle kan akışının kesilmesi veya azalması sonucu görülen iltihaplanmaya iskemik kolit adı verilir. İskemik kolit her yaş gurubunda görülebilmekle birlikte genellikle 64 yaş ve üstü kişilerde daha yaygındır. Kan akışının azalması ishal, ağrı ve ateşe yol açabilirken genellikle şu kişilerde daha sık görülür:
Spastik kolit: Spastik kolik hastalığının nedeni tam olarak bilinmemektedir. Sinirsel kolit olarak da bilinen spastik kolit genellikle duygusal ve stresli kişilerde daha fazla ortaya çıkmaktadır. Kadınlarda erkeklere oranla neredeyse 2 kat daha fazla görülen spastik kolit kişide kabızlık ve ishale yol açabilir.
Mikroskobik kolit: Çok sık görülmeyen mikroskobik kolit kolon astarının mikroskop altında incelendiğin zamanlarda belirlenebilir. Kolonoskopi ile teşhisi konulabilen mikroskobik kolitte dışkıda kan görülmez. Mikroskobik kolitin iki türü bulunmaktadır.
Lenfosittik kolit: Kolonun iç kısmında bir tür beyaz kan hücresi olan lenfositlerin birikimi söz konusudur.
Kolajenöz kolit: Kolajenöz kolit bulaşıcıdır ve kolon astarın hemen altında ek bir kolajen tabakası bulunur.
Kalın bağırsakta oluşan enflamasyon ve kolajen kolondan su emilimini engelleyerek ishale yol açmaktadır. İshalin 2 haftadan uzun sürdüğü durumlarda, kilo kaybı yaşandığında ve şiddetli karın ağrılarında doktora başvurmak gerekir.
Alerjik kolit: Daha çok çocuklarda görülen alerjik kolit genellikle inek veya soya sütü alerjilerine bağlı gelişir.
Radyasyon kolit: Kanser tedavisinde görülen radyoterapinin yan etkisi olarak kalın bağırsakların zarar görmesi sonucu ortaya çıkar.
İnflamatuar bağırsak hastalıklarının yol açtığı kolit: İnflamatuar bağırsak hastalıkları crohn hastalığı ve ülseratif kolittir. İki hastalığın belirtileri birbirine benzemekle birlikte farklılıkları da bulunmaktadır.
Crohn hastalığı: Crohn hastalığı genellikle ince ve kalın bağırsaklarda görülmekle birlikte rahatsızlık sindirim sisteminde ağızdan makata kadar olan bölgede etkili olabilir. Neden olduğu rahatsızlık kişiden kişiye değişebilir. Bazı hastalarda yaşamı tehdit edici boyutlara ulaşabilir. Crohn hastalığında bağırsaklarda yara oluşmaz.
Ülseratif kolit: Bağışıklık sisteminin sağlıklı dokulara saldırması sonucu oluştuğu düşünülen ülseratif kolit, inflamatuar kalın bağırsak hastalığıdır. Ülseratif kolit kolan yani kalın bağırsağın, rektumun veya her ikisinin de iltihaplandığı zaman oluşmaktadır. Meydana gelen iltihap kalın bağırsağın iç yüzeyinde ülser yani küçük yaraların oluşmasına yol acar.
Kalın bağırsakta oluşan iltihap, bağırsak içi hareketlerin hızlanmasına neden olur ve sık sık boşalmasına yol acar. Bağırsak yüzeyindeki hücreler bu boşaltım sırasında yok olması ülser oluşumu da artırır.
Ülseratif kolit, kalın bağırsağın ve rektumun iç zarının iltihaplandığı inflamatuar bir bağırsak hastalığıdır. Ülseratif kolit hastalığında kolonun astarı iltihaplanır ve küçük açık yaralar veya ülserler meydana gelir.
Tam olarak hangi sebeple meydana geldiği belirsiz olan ülseratif kolit, genetik faktörlere bağlı olarak her yaştan kişiyi etkileyebilir. Ülseratif kolit, bağışıklık sisteminin sağlıklı dokuları düşman olarak görmesi sonucunda meydana geldiği değerlendirilir.
Yaygın ülseratif kolit belirtileri arasında da karın ağrısı, ağrıyla birlikte karından gelen sesler, ishal, rektal bölgede ağrı, makattan kan gelmesi, ishal ve ateş bulunur.
Ülseratif kolitin tedavisi ise genellikle ilaç, diyet ve cerrahi yöntemleri içerir.
Ülseratif kolitin, bağışıklık sisteminin sağlıklı dokuları düşman olarak görmesi sonucunda meydana geldiği düşünülür. Bu süreci tetikleyen faktörler arasında ise genetik, beslenme alışkanlıkları, enfeksiyona bağlı hastalıklar yer alır. Stres ise ülseratif kolite neden olmasa da hastalığın şiddetini veya semptomlarını tetikler.
Ülseratif kolite yol açan faktörleri tek bir başlık altında şöyle toplamak mümkündür:
Ülseratif kolit hastalığının belirtileri karın ağrısı, ağrıyla birlikte karından gelen sesler, rektalde ağrı, makattan kan gelmesi, ishal, ateş ve mide bulantısıdır. Hastalığın seyrine göre de farklı belirtiler görülebilir.
Ülseratif kolit hastalığında karşılaşılan yaygın belirtiler şunlardır:
Ülseratif kolit ataklarını çok şiddetli geçiren kişilerde nefes darlığı ve düzensiz kalp atışları da yaşanabilmektedir.
Ülseratif kolitte meydana gelen inflamasyonun bölge ve derecesine göre farklı ülseratif kolit tipleri bulunmaktadır. Bunlar şöyle açıklanabilir:
Tedavi edilmeyen veya kontrol altına alınmayan ülseratif kolit kolon kanseri riskini artırmaktadır. Ülseratif kolitin neden olabileceği diğer rahatsızlıklar ise şunlardır;
Doktor muayenesinden sonra ülseratif kolit teşhisi için farklı test ve tetkikler yapılabilmektedir.
Röntgen ülseratif kolit teşhisinde az kullanılan bir görüntüleme yöntemidir ancak özel durumlarda röntgen çekilebilir. Röntgen tetkiki yapılmadan önce baryumlu lavman yapılarak bağırsakların daha net görülmesi sağlanmaktadır.
Kolit tedavisi hastalığın nedeni ve tipine göre farklılık göstermektedir. İşte kolit tedavisinde uygulanan tedavi yöntemleri:
Kullanılan ilaçların neden olduğu Psödomembranöz kolit tedavisinde neden olan ilacın kesilmesi birinci adımdır. Psödomembranöz kolit tedavisine başladığınızda, belirtiler ve semptomlar birkaç gün içinde iyileşmeye başlayabilir. Şikayetlerin devam ettiği durumlarda rahatsızlığa neden olan Clostridium Difficile bakterisine karşı antibiyotik kullanılabilir. Tekrarlayan Psödomembranöz kolit durumlarında farklı ilaçlar ve cerrahi müdahale gündeme gelmektedir. Psödomembranöz kolitin tekrarlamaması için beslenme tarzı önemlidir.
İskemik kolit tedavisi yaşanan rahatsızlığın şiddetine bağlıdır. İskemik kolit ataklarının birçoğu geçicidir ve genellikle kendiliğinden düzelmektedir.
Strese bağlı olarak geliştiği düşünülen spastik kolit tedavisinde kalın bağırsakta iltihap görülmediği için antibiyotik kullanılmaz. Genellikle kabızlık ve ishal giderici ilaçların kullanıldığı spastik kolit tedavisinde hastalara, stresle mücadele yolları tavsiye edilir.
Mikroskobik kolitin tedavisi diğer kolit çeşitlerine göre daha kolaydır. Genellikle kendiliğinden düzelebilmektedir. Çok nadir hastada uzun süreli tedavi gerekmektedir. Tedavide genellikle diyet ve ishali hafifletmeye yönelik ilaçlar kullanılır.
Radyoterapinin yan etkisi olarak ortaya çıkan radyasyon kolit, radyoterapi tedavisinin bitmesiyle birlikte kendiliğinden ortadan kalkar.
Ülseratif kolit kronik bir hastalıktır. Ülseratif koliti tedavisi genellikle ilaç, diyet ve cerrahi yöntemi kapsamaktadır.
İltihap ve şişkinliği azaltmak için antibiyotik, bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar, biyolojik olarak adlandırılan ilaçlar kullanılabilir. İshal, kanama ve karın ağrısı gibi durumlarda farklı ilaçlar kullanılabilir. Şikayetlere yönelik ilaçlar kullanılırken rahatsızlığın alevlenme sıklığını azaltmaya yönelik ilaçlar da kullanılabilmektedir.
İlaç tedavisinden fayda görmeyen ve şikayetleri çok şiddetli olan hastalara cerrahi yöntem tavsiye edilmektedir. Ülseratif kolitin cerrahi tedavisinde kalın bağırsak tamamın çıkartılmaktadır.
Tüketilen besinler ülseratif kolit hastalığına neden olmazlar ancak yaşanan şikayetleri azaltıp çoğalmasında etkindirler. Ülseratif kolit hastası bir kişi şikayetleri azaltmaya yönelik diyetlerini zaman zaman değiştirebilir. Ülseratif kolit hastalarında ishal ve kanama şikayetleri su kaydı, elektrolit dengesizliği ve yeterli beslenememe sorunlarına yol açabilir. Şikayetler dengeli beslenme şansını ortadan kaldırdığında gıda takviyelerinin alınması gündeme gelebilir. Alınacak takviyeyle ilgili muhakkak doktora danışılması gerekir.
Her hasta için aynı diyet uygulanması sorunlara yol açabilir. Yaşanan şikayetlere göre her hasta kendine uygun diyeti uygulamalıdır. Yapılan tetkik ve takiplerin ardından hastaya uygun diyet şekli belirlenmelidir.