Akut dönemde halsizlik, iştahsızlık, kusma, karın ağrısı gibi belirtileri olan; kronik hale geldiğinde sessizce ise ilerleyebilen Hepatit C, tedavi edilmediği takdirde siroz ve karaciğer yetmezliğine yol açabiliyor.
Hepatit C, aynı adla anılan (Hepatit C virüsü) virüse bağlı gelişen bir hastalıktır. Hastalık uzun vadede karaciğer hasarı ve karaciğer sirozu gelişimine neden olur. Virüs 1989 yılında keşfedilmiştir. Hastalık hakkında çok fazla verinin olmadığı dönemlerde, tablor hepatit A ve hepatit B ye benzediği için bu rahatsızlıkk non A- non B hepatiti (A ve B ye bağlı olmayan) adı ile anılmaktaydı. Viral hepatit, virüs denilen bulaşıcı mikroplarla oluşan karaciğer iltihabı hastalığıdır. Klinik ve laboratuvar olarak keşfedilme sıralarına göre A hepatiti, B hepatiti, C hepatiti, D hepatiti ve E hepatiti şeklinde isimlendirilmiştir. Her biri ayrı bir mikroptur, farklı bulaşma yolları ve farklı sonuçları söz konusudur. Hepatit B (bazen birlikte hepatit D) ve hepatit C kronik hastalık yapmaları sonucu karaciğer sirozu ve karaciğer kanserine sebep olmaları bakımından daha ciddi sonuçları olan hastalıklardır. Dünyada her yıl yaklaşık bir milyon insan hepatit B ve hepatit C’ye bağlı karaciğer sirozu ve kanseri nedeniyle hayatını kaybetmektedir.
Hepatit C virüsü vücuda girdikten birkaç hafta sonra halsizlik, iştahsızlık, ateş, mide bulantısı, kusma, karın ağrısı, eklem ağrıları, idrar renginde koyuluk ve sarılık gibi şikayetlerle akut Hepatit C hastalığına neden olabilir. Kronik Hepatit C ise sinsi seyreden bir hastalıktır. Halsizlik ve iştahsızlık dışında başka bir belirti nadiren ortaya çıkar. Hepatit C’de karaciğer dışındaki organlarda da belirtiler ortaya çıkabilir. Eğer hastalık ilerleyip karaciğer sirozu da gelişirse karın şişliği, bacaklarda ödem, ciltte, diş etlerinde kanama, kan kusma, dışkı renginde katran rengi görülür. Eğer durum ileri evredeyse konuşma bozukluğu, unutkanlığı, bilinç kaybı gibi belirtiler de görülmektedir.
Virüs genellikle karaciğerde ve kanda bulunur. Esas bulaşma yolu kandan-kanadır. Örneğin, damar içi uyuşturucu kullanan iki kişi aynı iğneyi kullanırsa bulaşma olabilir. Hepatit C bulaşma yolları içinde en yaygını uyuşturucu kullanımıdır. Diğer bir bulaşma yolu kan naklidir. Bir kişiye, Hepatit C virüsü taşıyan bir kişinin kanının verilmesi gibi. Günümüzde yapılan testler ile bu artık hemen hemen imkansız gibidir. Ancak, 1990 öncesi hastalık bilinmediğinden ve tarama testleri bulunmadığından, bu dönemde yapılan kan nakilleri risk taşıyabilir. Virüs tükürük, idrar, semen gibi vücut sıvılarında bulunmaz. Bu nedenle cinsel ilişki sırasında bulaşma nadirdir. Vücut sıvılarında virüs olması için bu sıvılara bir şekilde kan bulaşması gerekir (örneğin: diş etinde kanama…). Virüs adet kanında bulunur. Bu dönemde bulunulan cinsel ilişki bulaşma açısından riskli olabilir (kanın açık bir yaraya bulaşması ile) Aynı iğne kullanılarak yapılan aşılar, dövme v.s. gibi işlemler bulaştırıcı olabilir. Aynı tıraş bıçağı ve diş fırçasını kullanmak, bunların kan ile temas etmesi olasılığı nedeni ile bulaştırıcı olabilir.
Hepatit C taraması için kanda Anti-HCV bakılmaktadır. Eğer sonuç pozitifse ikinci bir testle bir doğrulama yapılmaktadır. Anti- HCV pozitifse kişinin Hepatit C ile karşılaştığı söylenebilir. Ayrıca tanı koydurucu olan HCV-RNA testi yapılır. HCV-RNA testi akut ya da kronik Hepatit C’nin yönetiminde önemlidir. Bunun yanında kişide karaciğer fonksiyonlarını gösteren kan testleri de değerlendirilmektedir. Ayrıca ultrason gibi görüntüleme yöntemleriyle fibroscan da uygulanır.
Hepatit C tedavi edilebilen bir hastalıktır ancak hali hazırda virüsle karşılaşan kişilerin az bir kısmı tedavi görmektedir. Bunun nedeni belirtilerin yıllarca fark edilmeyebilmesi, belirtilerin doğrudan bu hastalıkla ilişkilendirilmemesi ya da sadece yorgunluk belirtisi olması, bu virüsün taşındığının anlaşılmaması olabilir. Hepatit C tedavisinin amacı kalıcı virolojik yanıt elde etmektir. Kalıcı virolojik yanıt hastanın kanında virüsün kalmamasıdır. Kalıcı virolojik yanıt elde edemeyen hastalarda tedavi başarısız olur, virüs kanda taşınmaya devam eder. Hepatit C erken yakalandığı zaman tedavi şansı yüksek bir hastalıktır. Genellikle Hepatit C hastaları hamilelik süreçlerinde ya da kan bağışı yaptıkları zamanlarda saptanabilirler. Hastalık için testler yapılır ve sonuçlara göre tedavi planlanır. Eğer kişiye erken dönemde akut Hepatit C teşhisi konulmuşsa bu hastalarda yüzde 100’e yakın oranda ilaçlı tedavi bulunmaktadır. Hepatit C virüsünün kanda olduğunu gösteren test HCV RNA testidir. İlaç tedavisiyle %100’e yakın oranda kalıcı olarak HCV RNA kanda negatifleşir. Bu Hepatit C’nin vücuttan tamamen atılması anlamına gelmektedir. Son yıllarda üretilen çok etkili yeni ilaçların bir kısmı ülkemizde de ruhsatlandırılmıştır. Hepatit C ilaçları ile hastalık günümüzde %100’e yakın oranda tedavi edilebilmektedir.