Böbrek taşlarının neden olduğu ağrı doğum sancısından bile daha şiddetli tarif edilmektedir. Farklı nedenlerden ortaya çıkabilen böbrek taşları; taşın tipine, büyüklüğüne ve bulunduğu yere göre farklı yöntemlerle tedavi edilebilmektedir.
Omurganın her iki tarafında fasulyeye benzer şekli olan böbrekler atık ürünleri kandan uzaklaştırmakla görevlidir. Temizlenen kan daha sonra vücuda geri aktarılırken atık ürünler idrar yoluyla vücuttan atılır.
Kanın temizlenmesi esnasında mineral ve tuzlardan oluşan sert tortular böbrek taşlarını oluşturmaktadır. Renal lithiasis veya nefrolitiyazis denilen böbrek taşları tek böbrekte oluşabileceği gibi her iki böbrekte de görülebilmektedir.
Böbrek taşları genellikle üreter yani idrar yoluna girdikleri dönemde belirti vermektedir. Böbrek taşının yaygın semptomları arasında bel ve sırt ağrısı, idrarda kan, mide bulantısı, kusma, ateş ve kötü kokan ya da bulanık görünen idrar yer alır.
Böbreğinde taş olan kişilerde genel olarak görülen belirtiler şunlardır:
Eğer böbrek taşının idrar yolunu tıkadıysa kişilerde ilerleyen dönemde böbrek fonksiyonunu kaybeder ve çift taraflı ise böbrek yetmezliği gelişebilir.
Böbrek taşı oluşumunda birden fazla faktör etken rol oynayabilir. Böbrek taşı oluşmasında birkaç faktörün bir araya gelmesi riski artırabilmektedir.
Böbrek taşı çeşitlerinin bilinmesi tedavi için önemlidir. Böbrek taşının çeşidine göre tedavi yönlendirilebilirken tekrarlamaması için alınacak önlemler de belirlenebilir. Böbrek taşı çeşitleri şu şekildedir.
Kalsiyum Taşları: En sık görülen böbrek taşı çeşididir. Böbrekte oluşan taşların birçoğu, genellikle kalsiyum oksalat formundaki kalsiyum taşlarıdır. Kalsiyum taşlarının görünümü genellikle ya büyük ve pürüzsüz ya da dikenli ve kabadır. Fındık, çikolata, meyve ve sebzelerde yüksek oranda bulunan oksalat karaciğer tarafından da üretilmektedir.
Böbrek taşlarının oluşma sebebi farklılık göstermektedir. Özellikle beslenme şekline göre alınacak önlemler oluşan böbrek taşına göre farklılık göstermektedir.
Gün içerisinde yeterli miktarda su tüketimi böbrek taşları oluşumunun engellenmesi bakımından ilk sırada yer almaktadır. Günlük idrar çıkışının üzerinde su tüketiminin yapılması gerekir. Gerekirse üroloji doktoru idrar çıkışının ölçülmesini isteyebilir. Sıcak ve kuru iklimlerde yaşayanlar ve sık egzersiz yapan kişilerin daha fazla su içmesi gerekir. İdrar renginin berrak olması yeterli su tüketimi yapıldığının işareti olabilir.
Böbrek taşı çeşidine göre üroloji doktoru ve diyetisyenle görüşülerek uygun bir beslenme şekli düzenlenebilir. Beslenme düzeni oluşturulurken dengeli beslenme kurallarının unutulmaması gerekir.
Günlük tuz tüketiminin azaltılması böbrek taşı oluşum ihtimalini düşürdüğü gibi hipertansiyon, kalp ve damar hastalıkları başta olmak üzere birçok rahatsızlık riskini de azaltmaktadır. Böbrek taşı çeşidine göre farklı ilaçlar kullanılabilir.
Böbrek taşı hikâyesi olan hastaların böbrek taşının çeşidine göre farklı beslenme düzenleri oluşturması gerekebilir. Beslenme şeklini üroloji doktoru ve diyetisyenle belirlemek en doğru seçenektir.
Kalsiyum oksalat taşı olan hastaların kalsiyumu tamamen kesmesi doğru bir yaklaşım değildir. Kalsiyum sağlıklı diş ve kemik yapısı için gerekli olduğu için doktor tavsiyesi olmadan kısıtlamamak gerekir. Kalsiyum oksalat taşı olan hastaların;
Kalsiyumun, oksalat oranı düşük tahıl, sebze ve meyvelerden elde edilmesi daha sağlıklı bir seçenektir.
Tuz tüketiminin artması böbrek taşı oluşumuna tetikleyebilir. Tuzun içinde bulunan sodyum pek çok konserve ve paketlenmiş hazır gıdada da bulunabilir.
Hayvansal proteinin sınırlı tüketilmesi önemlidir. Protein ihtiyacının hayvansal proteinden elde edilmesi bazı tür böbrek taşı oluşma riskini artırabilir.
Ancak yeterli miktarda protein alımı da önemlidir. Hayvansal proteinlerin yerine, genellikle protein bakımından yüksek, oksalat bakımından düşük olan kuru bezelye ve mercimekler tercih edilmelidir. Hayvansal proteinin aşırı tüketilmesi ürik asit taşlarının oluşmasını tetikleyebilir.
B6 Vitamini (piroksin) takviyeleri de taş oluşumundan korunmada etkilidir. Barbunya fasulyesi kaynatma suyu, böbrek taşı problemlerini önlemek için etkili bitkisel tedavilerden biri olabilir.
Böbrek taşının teşhisinde üroloji doktorunun detaylı muayenesi önemlidir. Böbrek taşının belirtileri üroloji doktoru için çoğu durumda yeterli olabilmektedir. Bununla birlikte böbrek taşı teşhisinin tam olarak netleştirilebilmesi için bir takım tetkikler yapılabilmektedir.
Kan testi: Böbreklerin doğru çalışıp çalışmadığının kontrolünü sağlamak için kan testi yapılabilir. Özellikle kandaki ürik asit ve kalsiyum gibi böbrek taşı oluşumunda etkili olabilecek maddelerin oranları incelenir.
İdrar testi: İdrarda kan ve enfeksiyon varlığı belirlenebilir. Böbrek taşına eşlik edebilecek hastalıkları belirlemek ve teşhisi netleştirmek için idrar testleri önemli ayrıntılar verebilir. Ayrıca 1 günlük idrar toplama testleri uygulanabilir. İdrar toplama testiyle idrarda taş oluşumuna neden olabilecek veya engelleyecek maddeler belirlenebilir.
Görüntüleme yöntemleri: Görüntüleme yöntemleri ile böbrek taşlarına teşhis konulabilir. Böbrek taşlarının görüntüleme yöntemleri ile teşhisinde farklı yöntemler kullanılabilir.
Bilgisayarla Tomografi: Küçük taşlar dahil böbrek veya idrar yolundaki taşların yeri ve boyutu belirlenebilir. Bilgisayarlı tomografi ile böbrek ve çevre organlarda farklı bir rahatsızlık olup olmadığı da belirlenebilir.
Ultrason: Yüksek frekanslı ses dalgalarının kullanıldığı ultrason yöntemi ile böbrek taşlarıyla ilgili bilgi elde edilebilir. Hızlı ve güvenilir sonuçlar alınabilmektedir. Çok küçük taşlar ve idrar yoluna girmiş taşlar ultrason yöntemi ile bazen gözden kaçabilir. Ancak Ultrasonografi radyasyona maruz kalınmaması için hamilelerde tercih edilmektedir.
İntravenöz ürogram (IVU) veya intravenöz piyelogram (IVP): Damardan kontrast madde verilmesinin ardından böbreklerin süzme işleminin röntgen ile kontrol edilmesi esasına dayanmaktadır. Ancak son yıllarda tercih edilen bir yöntem değildir.
Böbrek taşı analizi: Daha önce idrar yoluyla atılan bir taşın üroloji doktoruna götürülmesi ile taşın iç yapısının hangi maddelerden oluştuğu test edilebilir. Gazlı bez, çorap veya süzgece idrar yaparak atılan taş toplanabilir. Taşın laboratuvarda incelenmesi ile yeniden taş oluşumunu engelleyecek tedavinin uygulanması konusunda doktora fikir verir.
Her böbrek taşı için ameliyat gerekli oymayabilir. Artmış su tüketimi, ilaç tedavisi gibi önlemlerle düşmeyen böbrek ve idrar yolu taşlarında ameliyat gündeme gelebilir.
Böbrek taşı tedavisi taşın bulunduğu bölge, büyüklüğü ve tipine göre farklılık gösterebilmektedir. Böbrek taşlarının birçoğu özellikle 4 mm. ’den daha küçük olanlar idrar yolu ile kendi kendine vücuttan atılabilirler. Ancak küçük böbrek taşları da şiddetli ağrılara neden olabilmektedir.
Küçük böbrek taşlarında evde yapılabilecek uygulamalar şöyle sıralanabilir:
Su tedavisi: Gün içinde yeterli su tüketimi böbrek taşının oluşmasında etkili rol oynadığı gibi oluşan taşın düşürülmesinde de etkili olabilmektedir. Günde 2 – 3 litre su içmek, üriner sistemin yıkanmasına yardımcı olabilir. Özellikle idrar rengi sarı veya koyu olan hastaların berrak bir idrar rengine ulaşana kadar yeterli miktarda su içmeleri önemlidir. Daha önce sistin böbrek taşı olan hastaların daha da fazla su tüketmeleri gerekir. İdrar kaçırma, idrar sıklığı veya böbrek yetmezliği gibi farklı rahatsızlıkları olan hastaların su tüketimi konusunda doktora danışmaları gerekir.
İlaç tedavisi: İdrar yollarından geçebilecek boyuttaki taşların daha rahat düşürülebilmesi için buradaki kasları gevşeten farklı ilaçlar kullanılabilir. Kasların gevşemesiyle böbrek taşı daha hızlı ve daha ağrısız düşürülebilir. Böbrek taşının düşürülmesi sırasında yaşanan böbrek taşı ağrısına yönelik ağrı kesici ilaçlar kullanılabilir. Bazı hastalarda yaşanan bulantı kusma gibi etkilere karşı da ilaç kullanılması faydalı olabilmektedir.
İdrar yollarından geçemeyecek kadar büyük olan taşlar için farklı tedavi yöntemleri uygulanmaktadır.
Ses dalgaları ile böbrek taşının kırılması(SWL): Böbrek taşının bulunduğu bölge ve büyüklüğüne bağlı olarak şok dalga tedavisi taş kırma yöntemi kullanılabilir. Vücudun dışından böbrek taşının parçalanmak için güçlü titreşimler oluşturan ses dalgaları kullanılmaktadır. Kırılan böbrek taşı parçaları idrar ile vücuttan atılır.
İşlem böbrek taşının büyüklüğü ve bulunduğu bölgeye ve kullanılan cihaza göre 30-45 dakika sürebilmektedir. Ses dalgaları ile böbrek taşının kırılması çok şiddetli olmamakla birlikte ağrıya neden olabileceği için sedasyon veya hafif anestezi altında gerçekleştirilir. Hasta aynı gün evine gönderilir. Ameliyatsız taş kırma yöntemi olarak bilinen ses dalgaları ile böbrek taşının kırılması yöntemi genellikle 2 cm’den küçük böbrek taşlarda başarı sağlamaktadır.
Üreteroskopi (Retrograd İntrarenal Cerrahi-RİRC): Böbrek içindeki taşları kıvrılabilir ve ince aletler kullanarak, laser yardımıyla taş kırma yöntemidir. Kıvrılabilir cihazla idrar yolu uç kısmında direkt girilir, üretra, mesane ve üreter geçilerek böbreğe ulaşılır. Taşın boyutu ve bulunduğu bölgeye göre taş bütün olarak çıkartılabilir. Çıkartılamayacak kadar büyük olan taşlar bulunduğu yerde holmium lazer kullanılarak küçük parçalara ayrılarak idrar yoluyla atılması sağlanır.
Böbrek taşının retrograd intrarenal cerrahi yöntemiyle kırılması veya çıkarılması esnasında herhangi bir kitle ya da şüpheli oluşuma rastlanılırsa biyopsi alınabilir veya endoskopik temizleme işlemi aynı seansta gerçekleştirilebilir.
Böbrek içi lazerle taş kırma işlemi genel anestezi altında gerçekleştirilir. Kırılan taşın kırıntılarının mesaneye akması için genelde böbrekten mesaneye uzanan bir tel(DJ stent) kullanılabilir.
Üreteroskopi ve Retrograd İntrarenal Cerrahi (RİRC) sonrası komplikasyon oranı ve hastanede yatış süresi düşüktür. Ancak operasyon süresinin uzaması ve ikinci bir operasyon yapılabilme ihtimali dezavantajları arasında sıralanabilir. İşlem sonrası mukoza yaralanması, idrarda kan görülmesi, işlem sonrası ateş gibi komplikasyonlar görülebilir ve genellikle herhangi bir müdahale gerektirmemekte bazen medikal tedavi gerekmektedir.
Her hangi bir ameliyat kesisi yapılmadan işlemin idrar kanalından girilerek yapılması en büyük avantajları arasındadır. Bu sayede hastalar daha kısa sürede ev ve sosyal yaşamlarına dönebilmektedir.
Üreteroskopi (Retrograd İntrarenal Cerrahi-RİRC) işlemi;