Toplumda yaygın bir şekilde görülen nasır rahatsızlığı, ayak ve eldeki bölgelerin sürekli bası ve baskıya maruz kalması sonucu oluşuyor. Yaşam kalitesini olumsuz olarak etkileyen nasır, yanlış ayakkabı seçimi başta olmak üzere uzun süre yürümek ve aşırı kiloya sahip olmak gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkıyor. Evde ya da kuaför salonlarında nasıra müdahale edilmesi olumsuz sonuçlara neden olabiliyor. Tedavisinin uzman dermatologlar tarafından hastane ortamında yapılması gerekiyor.
Nasir, ayakta sürekli olarak baskıya maruz kalan yüzeylerin, kendini korumaya almak için üstteki deriyi kalınlaştırmasına denilmektedir. Yaygın olarak ayaklarda görülen nasırlar, elleriyle çalışan kişilerin ellerinde de görülebilir. Nasırın iki tipi bulunmaktadır.
1-Kallus tipi nasırlar: Bası yerlerinde yaygın bir şekilde görülen düz, yassı ve çok derine gitmeyen nasırlardır. Kallusların ağrısız ya da hafif ağrılı iki tipi bulunmaktadır.
2-Korn tipi nasırlar: İçeriye doğru kök yapan nasırlardır. Sert ve yumuşak olarak kendi içinde ikiye ayrılır. Ayağın daha kemikli bölgelerinde sert kornlar, parmak araları gibi yumuşak ve nemli bölgelerde yumuşak kornlar oluşmaktadır. Bu en çok ağrı yapan nasır çeşididir.
Nasır oluşan bölgedeki derinin sertleşmesi ilk belirti olmaktadır. Kalınlaşan bölgenin basınca maruz kaldıkça kalınlaşması, sertleşmesi ve ağrı yapması diğer belirtileri oluşturmaktadır. Bununla birlikte deride renk değişikliği meydana gelir. Sert ve yüksek bir yumru şeklinde ortaya çıkabilen nasır, kuru sert ve pürüzlü de olabilir.
Nasırın nedenleri arasında;
-Çok fazla ayakta kalmak,
-Vücut ağırlığının artması
-Yanlış ayakkabı tercihleri ( topuklu, ortopedik olmayan dar ya da geniş ayakkabılar)
-Çok fazla yürümek
-Çorapsız ayakkabı giyinmek
-Çeşitli spor faaliyetleri
– Yalınayak yürümek
-Fazla kemikli ayaklara sahip olmak
-Belli meslekler ve aktiviteler yer almaktadır.
Gözle görülebilen bir rahatsızlık olan nasır kolaylıkla anlaşılabilen bir cilt rahatsızlığıdır. Farklı türlerinin ve farklı boyutlarının olması siğil gibi başka hastalıklarla karıştırılabilmektedir. Bu sebeple hastaların mutlaka bir dermatoloji uzmanına muayene olması gerekir. Dermatolog yapacağı fiziki muayene ile nasırın teşhisini koyabilir.
Nasır tedavisinde, nasır bantları, kremler, dondurma ve nasırın mekanik olarak çıkarılması gibi tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Nasır bantları nasırın büyüklüğüne göre seçilir. Bantın içeriğindeki ilaçla nasırın yumuşayıp soyulması sağlanmaktadır. Piyasada çok çeşitli ve kullanım süreleri birbirinden farklı nasır bantları bulunmaktadır. En uygun bandı seçmek için mutlaka bir uzmana danışılmalıdır.
Nasır kremlerinin ise sertleşmiş bölgeyi yumuşatma ve soyma özelliği bulunmaktadır. Çok ilerlemiş vakalarda ise nasırın alınması gerekebilir. Çok kalınlaşmış ve sertleşmiş nasırların tedavisinde önce o bölge çeşitli kremler ve ilaçlarla 7-10 gün boyunca yumuşatılmaktadır. Daha sonrasında nasır yumuşayan bölgeden alınarak temizlenir.
Kriyoterapi yönteminde ise nasır dondurularak yok edilir. Kriyoterapi -190 derecede nitrojen oksit gazı ya da sıvı azotla uygulanman bir tedavi yöntemidir. Öncesinde uygulama yapılacak bölgede herhangi bir uyuşturma yapılmamaktadır. Bu yöntem ağırlıklı olarak yumuşak nasırlara uygulanmaktadır. Yumuşak nasırlar daha çok parmak aralarında görülmektedir ve üst kısımları beyaz olmaktadır. Özellikle ayağın dördüncü parmağı ve serçe parmağı arasında oluşur. Kriyorterapi bu nasırlarda başarılı sonuçlar vermektedir. Sert nasırlara da kriyoterapi uygulanmaktadır ama öncesinde sert ve kalınlaşmış bölgenin bir takım ilaçlarla inceltilip tıraşlanması gerekmektedir.